• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Nora’nın ödediği bedele katlanacak kadın var mı? BÜLENT GÜRLÜK

Nora'nın ödediği bedele katlanacak kadın var mı?

bulent.gurluk@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03 Ekim 2012, 17:58
İzmir'de sanatseverler açısından 'boş' ve 'uzun' geçen yaz döneminin ardından, sanat kurumlarının o büyülü dünyalara açılan kapıları bir bir aralanmaya başladı.
Pazartesi gecesi, 30'uncu yılını izleyiciyle kutlamanın heyecanıyla sezona giren İzmir Opera ve Balesi'nin ardından, önceki akşam Devlet Tiyatrosu, dün de Senfoni Orkestrası, seyircilerine 'merhaba' dedi.
İzmir Devlet Tiyatrosu, Konak Sahnesi'ndeki açılışını Norveçli yazar Henrik İbsen'in ünlü klasiği Nora (Bir Bebek Evi) oyunuyla yaptı.
133 yıl önce yazılan ve 'kadının toplumdaki yerini sorgulamak' adına radikal bir ruha bürünen Nora, Avrupa ülkelerinde büyük tartışmalara yol açmıştı.
Kolay mıydı, evinin hizmetkarı olmanın ve koca sözünden çıkmamanın kadınlar için en büyük erdem sayıldığı 1800'lü yıllarda 'Nora' karakterini yaratmak?
***
O Nora ki, genç kızlığında babasının, evlendikten sonra kocasının göz hapsinde yaşayan 'ürkek bir kuş' kimliğinden sıyrılıverecek ve oyunun sonunda, 'ben önce insanım, toplumda kadın olarak kişiliğimi bulmadan, hayatla başa çıkmayı öğrenmeden çocuklarımı doğru yetiştiremem. İkimiz de değişmek zorundayız' diyecek ve bavulunu alarak evi terk edecek!
Elbette o yıllarda, kişisel arzuları yok sayılan, eşinin uygun gördüğü biçimde ve onun verdikleriyle yetinerek yaşaması istenen bir kadının, 'toplumda yer edinme' arayışıyla kocasına baş kaldırması anlaşılamazdı.
Avrupa'nın üst düzey kesimi bile kadın haklarını sahneye taşıyarak ahlak sistemini sarsan İbsen'e uzun süre isyan etti. Oysa ki İbsen popülist bir yaklaşım sergileyerek erkek egemenliğine yüklenmekten ziyade, 'kadının rahatını bozması gerektiği' bakış açısına ağırlık veriyor. Yani değişimin başlaması gereken noktayı 'kadının farkındalığı'yla başlatıyor.
***
Kahramanımız Nora, sosyal yaşamda 'varoluş' gayretiyle, "Deneyeceğim, kim haklıymış göreceğim. Toplum mu ben mi" repliğiyle, geldiği yol ayrımının kendisine nasıl bir bedel ödeteceğinin farkında olduğunu gösteriyor.
Peki dönelim günümüze. Bugün kadınlarımız, Nora'nın seçtiği yolun dikenlerine katlanmaya razı mı sizce?
O geceki oyunu izleyen kadınların 'Hepimiz Norayız' goygoyculuğunu bir yana bırakarak yanıt verelim:
Kadınlarımız, bundan 130 yıl önce Nora'nın göze aldığı güçlüklere doğru yürümeye hazır mı? 'Kadın' kimliğinin kabullenilmesi adına isyan bayrağı açan, bu uğurda yuvasını feda etmekten kaçınmayacak kaç kadın var?
***
Aksine kadınların büyük çoğunluğu, kaderine posta koymanın başlarına açabileceği dertleri üstlenmek yerine; susmaya, yetinmeye razı.
Kaldı ki Nora, kadınlığının saygı ve değer görmeyişine incindiği için harekete geçiyor. Oysa günümüz erkeklerinin kadın üzerindeki egoları çok daha vahşi ve eşini rakip gibi algılama dozlarında.
Buna rağmen bırakın ruhu incinen Nora'nın yolunu seçmeyi, ağır şiddete uğramalarına rağmen 'yuvam, çocuğum, eşim' diyerek eşiğin diğer tarafına atlayamıyor birçok kadın.
Hatta bugün, duygularını anlamasa bile her türlü ihtiyacını karşılayacak bir kocayı 'mantık evliliği' zihniyetiyle seve seve kabullenen kadınlarla dolu çevremiz. Yani Nora'nın yerinde olup da keyfini bozmayacakların sayısı, onun başkaldırısına katılacaklardan daha çok gibi...
***
Oyunla ilgili çok şey söylemeyeceğim. Cem Emüler, İbsen'in olağanüstü yaratıcılığını 'klasiğin' ölçüleri içinde aynen yansıtmış ve tat vermeyi başarmış. Oyunda 'yönetmenlik riski' taşıyacak bir orijinallik yok.
Nora'yı oynayan Özlem Başkaya, eşi Torvald Helmer rolündeki Yusuf Köksal, Kristina Linde'yi canlandıran Melike Aslı Sınke, Doktor Rank'ı oynayan Mehmet Avdan, Bay Krogstad rolündeki Gürol Tonbul, ilk oyun olmasına ve hepsi de ruhsal değişkenlikler içeren karakterleri canlandırmalarına rağmen gayet iyiydiler.
Dekoru hazırlayan Savaş Çevirel ve kostüm tasarımında Funda Çebi Bozdoğan'ın da ellerine sağlık. Ama ışığa dikkat arkadaşlar. Oyuncular aynı odanın soluna yönelince beyazdan yüzleri parlıyor, sağa çekilince sarıya boyanıyorlar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.