Kökeni işçi kadınların hak ve özgürlük mücadelesine dayanan '8 Mart Dünya Kadınlar Günü', dünyada birçok gösteri, panel, yürüyüş ve sanatsal etkinliklerle kutlanıyor. Amaç, kadınların her platformda erkeklerle eşit sayılacağı bir toplumsal dayanışma bilincini oluşturmak; öncelikle şiddete, sosyal dengesizliklere ve kadını mağdur eden tüm olumsuzluklara karşı ortak bir direniş ve kenetlenme ruhunu canlandırmak...
Bunun için de en çok kadın kahramanlara ihtiyacımız var. Hiçbir engelin yıldıramadığı, üretken, yetenek ve imkanlarını zorlayarak ayaklarının üzerinde durmayı bilen, özgürlüğünü dünyaya ilan eden kadınlara...
***
İşte bugün, yukarıda çizdiğim portreye cuk oturan İzmirli bir kadının, hayatını cesur ve samimi bir dille satırlara geçirdiği kitabına ayıracağım köşemi.
Karşılaştığı güçlüklerin, içindeki çocuğu öldürmesine izin vermediği için kendisini "İzmir'in Büyümeyen Kızı" diye tanımlayan ve kitabına da aynı adı uygun gören kahramanımız, seramik, resim ve heykel sanatçısı Meriç Yoldaş Hiçyılmaz'dan başkası değil...
İç dünyasına açılan pencerenin kanatlarını sonuna dek aralayan Meriç Hanım, zirveden dibe tüm iniş çıkışlarıyla hem başından geçenleri hem de İzmir'in sosyal, cemiyet, sanat, iş ve sokaktaki hayatını tarihsel kesitleriyle hücrelerinize sindiriyor.
***
Meriç Yoldaş Hiçyılmaz'ın kalemini değerli kılan en önemli yanı, paylaşımlarındaki içtenlik. O satırlarda kimi zaman sessiz, kimi zaman haykırışa dönüşen çığlığın, ancak umudunu yitirmeyen bir kadının yüreğinden yükselebileceğini kestirmemek elde mi?
Çocuksu sevinçlerini kursağında bırakan her kırgınlığın ardından dostlarına, çocuklarına ve sanatına sığınan o büyümeyen kız, insani yanımızı koruyarak olaylarla başa çıkmanın dersini veriyor.
Özellikle fırtınalı evliliğinde, maddi zenginliğe karşı sevgisiz kalışı ve düş kırıklıkları arasındaki git geller çok etkileyici. Ama daha etkileyici olanı, tüm o zenginliği elinin tersiyle iterek yalnızlığı seçtiğinde, bu kez başına yığılan yoksulluğa savaş açması; heykel, resim ve seramikteki üretkenliğiyle hayata tutunması...
***
Elbette onun bu savaşında, güçlü temeller üzerinde yükselen dostlukların yeri çok büyük. Ufkuna yeni pencereler açan, hayallerini gerçekleştirmesinde elini uzatan dostlarının insanı nasıl da boşluktan çekip aldığını ibretle okuyorsunuz büyümeyen kızın dilinden.
Ve en önemlisi de hayatta sevginin, iyiliğin, güçlü paylaşımların ve hayallerine sahip çıkmanın en büyük mutluluk kaynağı ve gerçek zenginlik olduğunu algılatıyor size...
İzmir tüm yönleri ve ilişkileriyle acımasız bir değişim yaşarken, kocaman bir kadının büyümeye direnişine hayran kalıyorsunuz.
***
Meriç Yoldaş Hiçyılmaz, okul yıllarında tanıdığı, özellikle medya, iş ve sanat dünyasından birçok ünlü ismi de okuyucuyla buluşturuyor kitabında. Onlarla gençlikteki paylaşımların ışığında, eski İzmir'deki ilişkilere, o günlerin yaşam şartlarına ve sosyal hayatına ışık tutuyor.
Genç yaşta yitirdiğimiz CHP eski Milletvekili Akın Simav, sinema ve tiyatro sanatçısı Keriman Ulaş, Çamlaraltı Koleji'nin kurucusu Engin Dirikal, Yeni Asır ve Sabah'ın eski patronu Dinç Bilgin, gazeteci Güngör Mengi, Erkin Usman, Çetin Gürel, ses sanatçısı Semra İnanç gibi İzmir'le bütünleşen nice isim, Meriç Hanım'ın acı-tatlı anılar kuşandığı arkadaşları arasında yer alıyor.
Tarihe notlar düşen anekdotlarla süslü, sohbet edercesine sıcak ve akıcı bir dille edebi lezzet veren İzmir'in Büyümeyen Kızı'nı okumalısınız.
