Uzmanlara göre sadece diyet yaparak şişmanlıkla mücadele etmek çok zor. Yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, kişinin hayatına daha çok hareket kazandırılması elbette çok önemli detaylar.. Ama kişinin yemekle kurduğu psikolojik bağı da gözden kaçırmamak gerekiyor
Birkaç yıl öncesine kadar şişmanlık, şöyle tanımlanırdı: "Besinler yoluyla aldığın kalori, harcadığın kaloriden fazla ise kaçınılmaz olarak şişmanlarsın"... Bu "basit!" mantıktan yola çıkarsak, kalori dengesini tersine çevirdiğimizde de fazla kiloların güneş görmüş kar gibi eriyip gitmesi gerekiyor değil mi? Ama olmuyor işte. Olmadığı için haplar, kapsüller, bitkisel destekler, besin takviyeleri, diyet ürünler, çaylar, otlar, spor aletleri, terleticiler, teknolojik yöntemler ve daha pek çoğunu barındıran zayıflama sektörünün büyüklüğü milyar dolarlarla ifade ediliyor. Uzmanlara göre, zayıflama çabası içinde olan bireyler, çok önemli bir ayrıntıyı, durumun psikolojik yönünü gözden kaçırdıkları için başarısızlığa mahkum oluyor. Yeme içme alışkanlıklarımızla psikolojik durumumuz arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Ataman Tangör'ün görüşlerine başvurduk.
-Şişmanlıkta ne gibi ruhsal sorunlar rol oynuyor?
Şişmanlıkta en çok iç doyumsuzluk sorunu karşımıza çıkıyor. İç doyumsuzluk yaşayan bireyler ise bir türlü mutlu olamazlar. İçlerinde hep bir boşluk duygusu vardır.
ANNE İLE İLİŞKİ ÇOK ÖNEMLİ
-Bu doyumsuzluğun nedeni nedir?
Nedenleri bulmak için çocukluk çağlarına gitmek gerekir. Çocuklukta eksik ya da aşırı annelik dediğimiz durumlar yaşanmıştır. Annesinin yeterince yakın olmadığı, fiziksel veya duygusal anlamda uzak kaldığı, ya da tam tersine aşırı ilgi gösterdiği çocuklarda ileri dönemlerde iç doyumsuzluk durumu ortaya çıkıyor. Bu kişiler hayat boyu yeterince mutlu olamama, tatmin olamama sorunu yaşıyor. Bir de bununla bağlantısız da olsa duygulanım bozukluğu, sık duygu hareketlenmeleri yaşayan insanlar da şişmanlığa yatkın olabiliyor. Zaten depresyon oranı da oldukça fazla şişmanlarda.
-Her şişmanı yemeye iten psikolojik bir sorun olmak zorunda mı? Üzüldüğü zamanlar daha çok yiyen bir insan için, bu durum bir ipucu olabilir mi?
Kişi üzüldüğü zaman yediğinin farkına varmayabilir. Sürekli yiyen ama doymayan insanlar var. Bunların hepsinde, farkında olsun olmasın bir sorun var demektir. Depresyonda olması da şart değil. Ama o noktaya gelmişse işler, ortada bir psikolojik sorun mutlaka vardır.
EN BÖYLE MUTLUYUM!
-Bazı aşırı kilolu kişiler "Ben böyle mutluyum, sağlığım da gayet iyi" derler. Bu durum nasıl bir açıklama gerektirir?
Bu davranış, bir inkarı gösterir. Sorun açıkça ortadadır ama kişi görmeyi reddeder. Daha erken öleceğini gayet iyi bilen birinin, duruma böyle yaklaşması normal değil elbette.
DEPRESYON TETİKLİYOR
-Şişmanlığın tedavisi için psikolojik destek şart mı?
Tedavinin birkaç boyutlu ele alınması gerekir. Hiçbir yere tek başına başvurmak çözüm getirmiyor çünkü bu dahiliyecisinden psikiyatrına diyetisyeninden, psikoloğuna kadar bir ekip işi.
-Hastalar psikiyatri uzmanlarına şişmanlığın yşol açtığı sıkıntılarla da geliyor mu?
Çoğunlukla şişmanlıktan dolayı geliyor. Ama bazısı da depresyon şikayetiyle geliyor. Bu durumda kişiye "Depresyonun şişman olmana da yol açıyor" denilebilir ve gereken yerlere yönlendirilir.