Merkez Bankası Başkanı Başçı basın toplantısı ile "Nisan 2014 Enflasyon Raporunu" duyurdu. Başçı'nın da basın toplantısının açılışında söylediği gibi, raporda "Para politikası kararlarına temel oluşturan iktisadi görünüm ile makroekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmeler paylaşılıyor ve son üç aydaki gelişmeler doğrultusunda Merkez Bankası'nın güncellenen orta vadeli enflasyon tahminleri ile para politikası duruşu detaylandırılıyor."
Net ve satır aralarında kalmış mesajlara değinmeden önce önemli bir revizyonun altını çizelim...
Yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 6.6'dan yüzde 7.6'ya yükseltildi Merkez Bankası tarafından. Yüzde 70 olasılıkla enflasyonun 2014 yılında orta noktası 7.6 düzeyi olmak üzere yüzde 6.4 ile yüzde 8.8 aralığında gerçekleşmesi öngörülüyor. 2015 yılı için enflasyon oranı biraz aşağı çekilmiş. Gelecek yıl orta noktası yüzde 5, alt sınırı yüzde 3.2 üst sınırı ise yüzde 6.8 seviyesinde belirlenmiş. Orta vadeli beklentisi yüzde 5'lerde durağanlaşması enflasyon oranının... Merkez Bankası neden böyle yukarı yönlü revizyona ihtiyaç duyulduğunun gerekçelerini gıda fiyatlarına, yıl içi ortalama petrol fiyatlarına ve Türk Lirası'nda yaşanan değer kaybına dayandırıyor.
HANGİ MESAJLAR?
Gelelim Merkez'in mesajlarına...
* Bu yılın ilk çeyreğine ilişkin veriler iktisadi faaliyetlerin ılımlı bir artış gösterebileceğinin sinyallerini veriyor. Yani bu yıl ılımlı büyüyeceğiz anlamına geliyor Merkez'in bu mesajı... Gerçekten ilk çeyrekte gelen rakamlardan özel kesim talebinin zayıfladığı özellikle dayanıklı tüketim malları talebinin azaldığını izleyebiliyoruz. Aynı şekilde, sermaye akımlarına bağlı olarak finansal koşulların bozulması ve belirsizliklerin artması sonucunda makine ve teçhizat yatırımları da zayıfladı. İyi ki inşaat yatırımları artmış ve dayanıksız malların tüketimine talep gelmiş de genelde iktisadi faaliyetler ılımlı bir artış yakalayabilmiş.
* Küresel ekonominin toparlanması sayesinde dış ticarette, dolayısıyla cari açıkta düzelme görülüyor. Tabii, Türk Lirası'ndaki değer kaybının mal ve hizmet ticaretine yaptığı katkıyı da ekleyelim. Kurların yükselmesi ihracatta rekabet gücünü artırdı. Diğer taraftan aynı nedenden ithalat pahalılaşınca açıklarda daralma gerçekleşti. Merkez Bankası ilerleyen aylarda daralmanın süreceğini, cari açığın biraz daha makul seviyelere doğru ineceği öngörüsünü yapıyor.
FAİZ İNDİRİM ZEMİNİ
Yılın ikinci çeyreğindeki düzelmelerin yurtiçi özel kesim talebini de olumlu etkileyeceği tahmin ediliyor. Çünkü ekonomi aktörlerinin belirsizlik algısı azalıyor, Türk Lirası değer kazanıyor. Bu gelişmeler doğal olarak tüketici güveninde de iyileşme sağlıyor. Merkez Bankası mesajında yine de temkinli olmayı tercih etmiş... "Belirsizliklerin tamamen ortadan kalkmaması ve finansal koşullardaki sıkılığı devam etmesi nedeniyle yurtiçi özel kesim talebinin yılın ilk yarısında zayıf seyredeceğini düşünüyoruz" diyor Başkan Başçı...
* Tüketici kredilerindeki büyümenin yavaşlaması, kredi kartları kullanımlarının sınırlandırılması sonucu ortaya çıkan düzelme finansal istikrara, iç ve dış talep dengelemesine ve gecikmeli olarak enflasyona olumlu katkı yapacak.
Ana hatlarıyla Merkez Bankası'nın mesajları ve tespitleri böyle...
Asıl mesajı ise şu...
Büyüme ılımlı, iç dış talep dengelemesi sürüyor, kredi hacmindeki genişleme makul seviyelere geriliyor, FED çıkışta piyasa dostu davranmaya devam ediyor, cari açık düzeliyor... O zaman geriye ne kalıyor, faiz indirimi... Evet Merkez Bankası zeminin hazır olduğunu düşünüyor Mayıs için. Büyük olasılıkla 50 baz puan politika faizinde indirime tanık olabiliriz. Tabi enflasyon elverdiği müddetçe...