CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'le ilgili bir değerlendirme yaptı ki, bundan böyle hiç kuşku yok ki hep dillerde olacak. Hep tartışılacak.
"İzmir'i Tayland gibi sağlık merkezi yapacağız" sözleri 'Çiçek fuarı'na giden CHP'li Meclis üyeleri gibi İzmir siyasi literatürü içinde hep ayrı bir yer tutacak!
Hep konuşulacak!
İzmirlilerden gelen tepkiler yoğun. "Tayland'ın sağlık merkezi mi, yoksa seks turizmi merkezi mi" olduğu konusunda farklı değerlendirmeler var.
Meclis üyelerinin Tayland seferinde olduğu gibi Tayland denilince en tepki çeken olgu da, elbette küçük yaştaki kızların seks kölesi olarak kullanılması.
Ben de Tayland'ın "sağlık turizmi merkezi" olduğunu duymamıştım.
Anlaşılan İstanbul'daki Kağıthane'ye "Kağıttepe" söyleminden sonra Kılıçdaroğlu'nun İzmir'le Tayland özdeşleştirmesi de sıkça konuşulacak.
Önce eski il başkanlarının hiçbirinin listelerde yer bulmaması. Vefa tartışmaları!
Sonra listelerdeki yoğun "ithal isimler".
Bu isimlere İzmirli tepkisi.
Şimdi de Genel Başkan düzeyinde Tayland benzetmesi!
Kızgınların sayısı artıyor. Yanlış yanlış üstüne.
İnsanın ister istemez aklına takılıyor, 'Sahi Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na bu akılları kim veriyor?'
Daha doğrusu bu yanlışları kim yaptırıyor?
Eğri oturup doğru düşünmesi gereken kim peki?
hayattan
Örs, Alaybey'i yazdı
Gazeteci-Yazar Mehmet Şakir Örs'ün "Sen Ne Alasın Alaybey" kitabı Heyamola Yayınları arasında çıktı. Yayınevinin "İzmirim" dizisi içinde yayımlanan kitap, İzmir Kitap Fuarı'nda satışa sunuldu.
Mehmet Şakir Örs'ün çocukluk ve gençlik anılarıyla, Karşıyaka ve Alaybey gözlemlerini içeren kitapta, "Ala Şehirden Ala Alaybey'e", "Alaybey'in Önemli Mekanları", "Alaybey'den Sesler-Yüzler-Sokaklar", bölümleri yer alıyor.
Alaybey kitabında, Karşıyaka'nın ve Alaybey'in simge isimleri Dr. Tahsin Bor'dan Tahir Türetken'e, matbaacı Önder Akgönenç'ten berber Ruşen Kahya'ya, Yücel İzmirli'den Cihan Türsen'e ve Alaybey'in efsanevi muhtarı Reşat Uzakgören'den yeni muhtarı Servin Akkuş'a kadar birçok ismin, Karşıyaka ve Alaybey ile ilgili tanıklıkları da bulunuyor.
kentten
Fikir Atölyesinde bu gece...
On-Art İletişim Danışmanlığı'nın gerçekleştirdiği bir ilk olan Art-10 Fikir Atölyeleri, İzmir kültür sanat yaşamında yarattığı farklılıkla birbirinden değerli isimleri 20-30 kişilik özel atölye çalışmalarında İzmirlilerle buluşturmaya devam ediyor. Renkli kişiliği, disiplinli eğitmenliği ve derin bilgeliği ile danışman astrolog ve yazar bu akşam İzmir'de Art-10 Fikir Atölyeleri'nde...
"İnsan kaynakları ile verimlilik için astrolojiyi nasıl kullanabiliriz?
Hayatımızda gelişim vaadeden alanların farkında mısınız?" sorularının yanıtlarından, doğum öncesi güneş tutulmasının kişinin hayatta edindiği rollere, geçmişten gelen rollerine ve seçimlerine kadar tüm etkilerini anlatacağı atölyesinde Hakan Kırkoğlu aynı zamanda satış rekorları kıran son kitabı "Ruhun Yolcuğu"ndan yola çıkarak, katılımcılarına atölye sonrasındaki süreçte daha bilinçli adımlar atmalarını sağlayacak. "Hakan Kırkoğlu ile hayatımızın şifreleri" bu akşam 19.00'da Kordon Otel Roof'da. Bilgi ve kayıt için, atolye@on-art.net...
Karabağlar'dan gelen ses
Bu haber de Karabağlar'daki POTA'cı Canan Sanlıer'den...
Üniversite sınavlarındaki şifre tartışmalarına bir ses de Karabağlar'dan geldi.
İzmir'in bu yeni ilçesindeki CHP Gençlik Kolları'nın, geçtiğimiz hafta sonunda düzenlediği gösteri yürüyüşü olaysız bir şekilde gerçekleşti.
Gösteri sonrası bir değerlendirme toplantısı yapan Karabağlar CHP Gençlik Kolları Başkanı Günay Can, "Dersanelerin rant kapısı olduk. Ekonomik gücü iyi olan ailelerin çocukları yeterli eğitimi alıp istedikleri okullara gidebiliyor. İmkanı olmayan arkadaşlarımız sistemin bozuk çarkı içinde kalbolup gidiyor" dedi ve binlerce gencin çalışma düzeninin etkilendiğini savundu.
Günay Can sonra çözüm önerilerini sıraladı:
* YGS iptal edilmeli
* ÖSYK istifaya çağrılmalı.
* Şifre bağlantısı olan öğrenciler yargılanmalı.
küpe
Dert daima tek başına çekilir. Saadet mutlaka paylaşılmak istenir.
Türk Atasözü
fıkra
Getir yapayım
Temel ile Amerikalı John başlamışlar iddialaşmaya...
Amerikalı bağırarak iddiasını ortaya koymuş:
"Bana bir kalıp çelik getir, sana bir gemi yapayım."
Temel, az düşündükten sonra iddiasını yüksek sesle şöyle dile getirmiş:
"Bana kızkardeşini getir, geminin mürettebatını yapayım."