Kemeraltı ile ilgili bir görüş...
"Burası İzmir'in bir markasıdır, Ege'nin bir markasıdır. Kemeraltı, İzmir demekse, bu tarihi mekanın neden bu hale geldiğini konuşup tartışmamız lazım. Kemeraltı esnafına verilmeyen her türlü desteğin verilmesi ve bu yerel yönetimlerin Kemeraltı üzerinden kavga ederek siyaset yapması, Kemeraltı'nı bugünkü duruma getirdi. Dolayısıyla hiç zaman kaybetmeden acilen Kemeraltı'yla ilgili bir proje üzerinden oturup anlaşıp uzlaşarak ortak bir çalışma üretmek gerekiyor."
Bu görüşlerin sahibi, Kemeraltı konusunu gündeme taşıyan Hüseyin Aslan'dan başkası değil.
Ege-Koop Genel Başkanı'na bir destek de, Tarihi Kemeraltı Çarşısı Esnaf Derneği Başkanı Mehmet Gülaylar'dan geliyor.
Gülaylar, Kemeraltı'nın sorununun birkaç yıllık değil, 40 yıllık sorun olduğunu söylüyor ve ardından ekliyor:
"Kemeraltı, içinde 9 bin dükkanı barındıran bir çarşı. Ve burası ahilik kültürün yaşatıldığı bir mekan. Eğer İzmirli buraya sahip çıkarsa, Kemeraltı'nın eskisi gibi canlanıp, yeniden hayat bulacağına inanıyorum" dedi.
* * *
İşte bu aşamada, Hüseyin Aslan bir söz daha alıyor ve devam ediyor.
"Kemeraltı Çarşısı için özel bir yasa çıkarılması gerekir. Kemeraltı'nın ışıklandırmadan tutun da, çığırtkanlara kadar, ulaşımdan tutun esnafın sıkıntılarına kadar çarşının hiçbir sorununa bugüne kadar çözüm üretilmemiş, Kemeraltı için hiçbir şey yapılamamıştır."
Aslan'a bir soru:
"Bu konuda çalışmalarınız var mı?"
Cevap şöyle:
"Geliştirilecek yeni projelerle kentimizin bu tarihi dokusunu, tarihi çarşısını yeniden canlandırmalı. Oluşan yeni taleplere cevap verebilecek şekilde çarşıyı 24 saat çalışır hale getirmeliyiz. Bu amaçla İzmir'in ileri gelenlerinin katılımıyla bir komisyon oluşturulmalı. Hazırlanacak dergi ve gazetelerle Kemeraltı'nın tanıtımı daha iyi yapılmalı. Sorunlarına çözüm bulunmalı. En önemlisi de, bu önemli tarihi çarşının tanınırlığının artırılması ve Kemeraltı'nın sorunlarının çözümlenmesi amacıyla özel bir yasa çıkartılıp, tüm çözüm yolları tek bir elden yürütülebilmelidir."
Bostanlı'da bir masa...
Hakan Zarif, masanın en cakalısı. Özellikle Türk tarihi konusunda okumadığı, izlemediği belgesel yok.
Çevresine göre Hakan Zarif, bir ayaklı kütüphane...
Öyle ahım şahım bir tahsili yok ama gerçekte o bir "okuma ve öğrenme hastası" gibi birşey.
Hakan Zarif, aynı zamanda bir balıkçı.
O masada sordular:
"Şu balık avı yasağına ne dersin reis?.."
Halikarnas Balıkçısı olur da, "Bostanlı Balıkçısı" olmaz mı?
Bizim balıkçının da şiirleri var, söyleşileri var.
* * *
Konu: Balık avı yasağı...
Masadakilerden Mehmet Tosun, en meraklı olanı. Mehmet Tosun, Yaşar Holding'in unutulmaz yöneticilerinden Hüseyin Tosun'un oğlu.
Mehmet soruyor:
"Yasak konulmadan balıklar korunamaz mı?"
"Bostanlı Balıkçısı" cevaplıyor:
"Olur... Bal gibi olur. O yasağı, boyu 20 metreyi geçen teknelere uygularsın olup biter."
Konunun teknik yönünü de anlatan Hakan Zarif, devam ediyor:
"Bu boydaki teknelerin deniz diplerini taraması, balık yavrularını yukarı çekmesi imkansızdır. Donanımları elvermez... İş bu kadara basit."
Bir soru: "Peki o büyük tekneler ne olacak?"
Cevap:
"O iş, devlet ile tekne sahiplerinin uyuşmasına bağlı..."
* * *
Masadakilerden bir ilginç isim de Sena Bayer...
Bir dönemin Karşıyaka'sında ef sane isim Sena Bayer.
Köklü ve popüler bir ailenin çocuğu olarak büyüdü, yetişti. Uzun yıllar Avrupa'da yaşadı. Şimdi emekliliğinin tadını çıkarıyor.
***
Nihat Egemen, adı Bostanlı ile özdeşleşmiş bir kahveci.
Sabahın erken saatlerine kadar sürüp giden nargile muhabbetleri ile ünlüdür Nihat'ın Kahvesi.
Buranın müdavimleri arasında eski valiler, belediye başkanları var.
Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nin pek çok ünlü ismine, Mavişehir'in popüler simalarına Nihat'ın Kahvesi'nde rastlamak mümkün.
Nihat'ı bir süre önce kaybettik.
Şimdi o kahvenin yönetimi oğulları Hamza ve Metin'in omuzlarında.
Bu masanın konuğu da Metin Egemen...
* * *
Mehmet Kırçıllar tipik bir Bostanlı delikanlısı.
Bağı var, bahçesi var.
Kırçıllar bir toprak adamı.
Bostanlı Camii'nin arkasında, yemyeşil bir dükkanı var.
Çileğin ve bademin kralını, Kırçıllar'ın dükkanında bulursunuz. Enginar ve taze bakla ise bu işin ayrı bir defteri.
Mehmet Kırçıllar ile masa keyfi ayrı bir lezzet.