Bunu, toplumun çeşitli katmanlarına çeşitli konularda sık sık uyarılarda bulunan makina mühendisi Güngör Kaya'ya sorduk.
Yanıt özetle şöyle:
"Uzun süre temizliği ve dezenfeksiyonu yapılmayan su sebillerinde fiziksel ve kimyasal kirlenmeler meydana gelebilir. Bu kirlenme sonucunda sebillerde bulunan sudaki mikroorganizmalar aktivitesini artabilir. Bu durumda insan sağlığını tehlikeye atacak çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir."
Kaya, Türkiye'deki su sebillerinin temizliğine ve dezenfektasyonuna dikkat edilmediğinin ortaya çıktığını beliriyor ve ekliyor:
"Toplum bireylerinin yararlandığı bu su sebilleri, yeterli sağlık koşullarına sahip değilse ondan yararlananların sağlıklarını tehlikeye düşürür.
Su sebillerinin temizliği mutlaka ozonlama yöntemi yapılmalıdır. Ozonlama yönetimin yan etkisi yoktur. Uygulandığı miktara bağlı olarak bir süre sonra kendiliğinden yok olup havaya karışır."
siyasetten
Büyükerşen'e ne dersiniz?
Tevfik Diker, parlamentoya veda etmiş de olsa, siyasetten kopmuyor.
Kulislerin göbeğinde turluyor.
Yazıyor...
Panellere katılıyor.
Soruları çekinmeden cevaplıyor. Hem de büyük bir rahatlıkla.
Tevfik Diker konuşuyor:
" Yerel Seçimler yaklaştıkça kulisler kaynamaya başladı.
Kulislerde en çok merak edilen ve konuşulan konuların başında İstanbul, İzmir ve Ankara'da kimlerin yarışacağı geliyor.
Mesela, Ankara'da Melih Gökçek mi, TBMM Başkanı Cemil Çiçek mi?
sorularına cevap aranıyor.
Gökçek, bir son dönem daha istiyor ama Cemil Çiçek' te AK Parti tüzük mağduru olacak."
CHP 'de bir gelişme...
CHP ise İstanbul'da kiminle yarışacak karar veremedi.
İbre Sarıgül' den yana gibi.
Ama az bir olasılık da olsa Kılıçdaroğlu, ,Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen',i ikna ederse Büyükerşen diyebilir ve bir son dakika golü atabilir.
Büyükerşen için İzmir' de olabilir deniliyor.
İzmir' de "Büyükerşen Eskişehirli İzmirli değil" diyenlere karşı ; "Aziz Kocaoğlu'da Tokat'lı " deniliyor!...
Çok erken ama Kılıçdaroğlu' nun Cumhurbaşkanı adayının Büyükerşen olduğu bile şimdiden konuşuluyor."
Tevfik Diker'in bize anlattıkları şimdilik bu kadar.
Yarına Allah-kerim.
laflama
foto-şaka Çarşı-pazar turundan bir mini görüntü... |
* O söz artık şöyle değişti: At, Avrat ve trafikte levye...
* Boru fabrikatörü oldum. Boru mu yani?
* Kahve Yemen'den geldi de. Kahveci henüz masaya getiremedi be !...
* Tatlı yiyelim, tatlı da konuşalım. Tatlıcıda buluşalım, kız Zarife!
* Karakolda ayna var mı, bilmem. Ama, aynasızın olduğunu söyleyebilirim.
* Gökten üç elma düştü, diyorlar ya! Gökten üç kabak düşse ne olurdu halimiz?
* O kadar kusur kadı kızında değil ama, kapak kızında da olur yahu!
İbrahim Ormancı'dan
kentten
Karşıyaka Çarşısı'nın simgesi Abo anılacak
Karşıyaka Çarşısı'nda "Abo" ailesini tanımayan yoktur. 70 yıl önce Makedonya'dan İzmir Karşıyaka'ya yerleşen Abo ailesi, tesisatçılık ve nalburiye işleriyle kısa sürede simge haline geldiler. Süleyman Abo hayatını kaybettikten sonra oğulları Erdoğan ve Salih Abo, dede ve baba mesleklerini Kemalpaşa Camiinin altında yürütüyorlardı. Renkli kişiliği, şakacı yönü ve sanatsal faaliyetlere olan düşkülüğü ile Karşıyaka esnafının simgesi olan Erdoğan Abo geçen yıl bu gün ani kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi ve tüm Karşıyakalıları yasa boğmuştu. Bu gün eşi Hatice, kızları Ece ve Esra Abo'nun yanı sıra çok sevdiği arkadaşları Kemalpaşa Camiinin altındaki dükkanının önünde lokma döktürerek Erdoğan Abo'yu anacaklar.
küpe
Liderlik güç kullanmak değil, altında çalışanları güçlü kılmaktır.
Warren Bennis