Hacıömerli köyü muhtarı Ali Dündar, CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, GENEL-İŞ 4 Nolu Şube Başkanı Şükret Sevgener, İşadamı Yılmaz İstanbullu, Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç, ekonomist Bülent Taşkın ve Recai Şeyhoğlu Bostanlı'da bir araya gelerek dünü, bugünü konuştular, geleceğe yönelik düşüncelerini dillendirdiler.
Her birinin ortak özelliği, birer Bergama sevdalısı olmaları... Böyle olunca da tabii ki Bergama konuşuldu. Bergama'ya neler yapılabilir, Bergama nasıl daha da güzelleştirilir... Barışın-sevginin Bergama'sına nasıl katkı sağlanabilir...
***
Aliağa'nın kültür-sanat ve siyaset adamı Özcan Durmaz'ın Aliağa ile ilgili projeleri ise iki sayfada anlatılacak gibi değil... Ancak, yazılması gerek... O da mini bir kitapçık olur. Özcan Durmaz Sefa Taşkın'ın öğrencilerinden. İletişimci idi. Şimdi parlak bir işadamı. Sanat dünyasıyla, kitap dünyasıyla içiçe biri. Kütüphaneler zincirine önemli katkıları olan bir Şeyhoğlu dostu. Sofradakiler onu belediye başkanı olarak görmek istiyorlar.
Şükret Sevgener, Bergama'nın köklü ailelerinden. CHP'nin belkemiği bir ailenin oğlu...
Şimdi layık olduğu koltukta işçi sınıfının haklarını savunuyor. Bergamalıların güzelliği de işte bu.. Zaman zaman belediye başkanlarıyla sorun yaşasa da sofrada işçi ve işveren temsilcisi olarak yanyanalar.. Şükret, eski bir belediye çalışanı.. Basın-halkla ilişkilere bakmıştı..
***
Yılmaz İstanbullu, Şeyhoğlu'ndan etkilenmiş olsa gerek ki şimdi doğduğu köye bir kitaplık kurma telaşında...
Mehmet Gönenç, köylerde en çok kütüphanesi olan bir kentin belediye başkanı olarak, kütüphanesi olan köylerin muhtarlarına makamında çay ve kitap ikramında bulunmuş bir kitapsever.. Yeni dönemde de kültür hizmetlerine ivme kazandırmanın hesapları içinde. Bergama'ya gidip de kültür merkezini görmemenin eksiklik olduğunu düşünüyor insan.
Muhtar Ali Durmaz, öyle sevilen bir muhtar ki Aliağa Muhtarlar Derneği seçimlerinde ipi yeniden göğüsledi.
Ekonomist Bülent Taşkın, Ankaralı da olsa bu grubun adeta öznelerinden biri.. CHP Eski il başkan yardımcısı..
Kütüphaneciler kralı, dostlarıyla bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Bir de aklından bir söyleşiyi geçiriyordu. Ece Temelkuran'lı, Filiz Ali'li, Zeynep Altıok'lu, Can Dündar'lı bir söyleşi.
Belli mi olur, belki de yakında Aliağa'da ya da Bergama'da.
Konuşulanlar öyle çoktu ki buraya sığdıramadık..
Dostlar sofrası işte böyle oluyor dedirten türden...
bir kitap, bir yazar
Duru bir dil ve şiirleri
Tuğrul Keskin, 15 Mayıs 1961 tarihinde Iğdır'da doğdu. İzmir'de çeşitli işlerde yönetici olarak çalıştı. Nehir adlı bir kız babası olan şairin şiirleri, 1980'den başlayarak pek çok edebiyat dergisinde yayınlandı ve yayınlamayı sürdürüyor.
1980'li yıllarda başlayan şiir serüveninde göçlendirilmiş ve kurulu düzene başkaldıranların amansız yazgısını,kendi yaşantı örüntüleriyle iç içe girerek, duru bir dille, birey-toplum dengesini gözeterek, imgeyi maske düşürücü bir tarzda kullanan çıplak şiirler yazıyor.
Son dört yıldır Balçova Belediyesi'nin Kültür ve Sanat İşlerini yöneten şairin Kanda'har ile birlikte on eseri bulunmaktadır.
Bunlar; Bir Suyun Kıyısında (1986)Kırılan Kar Sesi 1988), Babek (1990), Tacir ve Cinayet (1994), İpekler Çoğaltmaya(1999), Solgun (2004), Zifir (2004), Eski'ten (2005), Babek Bir İsyan (2005), Kandahar'dır.
Aşk çırpınarak
herşey kurudu; dallar, kökler bile
yitip gitti göllerdeki balıklar
yurt toprağı sıska sarı gör ki, kurudu
yılgın adamlar karanlığa koştukça
küstü, sararıp gitti vadilerden yeşil
sus! giden ayak sesidir aşkın
kurumuş göllerin üstünden
sıska toprağın üstünden
goncası dökülmüş dalların üstünden
dinle! uzaklaşan esinidir aşkın
küstü, uzaklaştı kalplerden aşk
aşk kurudu, çekip gitti insandan
aşk gitti uzağa insandan
baktılar ardından yenilmiş adamlar
aşk çırpınarak gitti uzağa insandan