Steve Jobs'un ölümünden daha çok onun ölüm nedenine üzüldüğümü belirtmeliyim. Şimdi öğreniyoruz ki kanser olduğunu öğrendiği vakit klasik bir tedavi almak yerine alternatif tıp denilen tedavi biçimini tercih etmiş. Alternatif tıpla yapılan tedavi süreci onun sorunlarının hiçbirini çözememiş. Daha sonra klasik kanser tedavisine başlandığı zaman da gecikildiği anlaşılmış. Tıp otoriteleri eğer geç kalınmamış olsaydı ve klasik bir kanser tedavisi alabilseydi bu muhteşem bilgi çağı insanının kanseri yenebileceğini söylüyorlar. Bunları duymak ne acı. Çünkü daha 56 yaşında yok olup gitti bir dahi. Eskiden bu alternatif tıp konusuna ben de çok meraklıydım ancak artık eski düşüncelerimi tamamen değiştirdim. Yine en iyisi bildiğimiz klasik tıp ve doktorlar.
***
Steve Jobs'un ilginç hayat hikayesine dair sayfalarca yazı var gazetelerde. O nedenle ben daha çok bu müthiş adamın insanlığı buluşturduğu düşünce biçimi üzerinde duracağım. Her şeyden önce geliştirdiği iPhone ve iPad uygulamalarıyla bilgi çağı insanıyla bilgi çağının düşünce ve iletişim biçimini buluşturdu ve entegre etti. Bir bakıma insanın eline çağın ve hayatın ritmini yakalayabilmesini sağlayan imkanları ve araçları verdi. Onun geliştirdiği enformasyon araçlarıyla artık zaman ve mekan kavramlarının üzerine çıkabilen yep yeni bir hayatın sahibi olduk. Onun şahsında bir dahinin ekonominin bilinen teorilerinin de altüst edebileceğini de gördük. Daha doğrusu bilgi çağı ekonomisinin nasıl bir şey olduğunu öğrendik. O, 21. yüzyılda büyük zenginliklerin ortaya çıkmasında artık en büyük payı sermaye veya emeğin değil bilginin ve yaratıcılığın teşkil ettiğini kanıtladı bize. Elimizde tuttuğumuz ve artık omletten başka her şeyi yapabilen o aletlerin yaratıcı zeka ürünü birer yazılımdan başka bir şey olmadığını herhalde biliyoruz. İşte Steve Jobs böylesine dönüştürücü bir yaratıcı zekanın da sahibidir.
***
Onun ilgimi çeken bir diğer yanı da bilgi çağının filozofu olmasıydı. Şu sözü hepimizin hayatına yön verecek ve bizi yeni başlangıçların sahibi yapacak kadar değerli: "Aç kalın, deli kalın, arayış içinde olun." Bu sözünde dile getirdiği aç kalın sözü elbette "yemeyin" anlamında bir açlık değil, hoş öyle anlaşılsa da bir zararı yok, bana göre daha çok yeniliğe, bilgiye açlıktan söz ediyor. Ona göre her öğrenme süreci yeni bir modül yaratıyor. "Deli kalın" sözü de onun gündelik hayatımızın ayrılmaz parçası haline gelen yazılımların nasıl düşünce çılgınlıklarının eseri olduğunu anlatır sanki. Ve "Arayış içinde olun". İnsanlığın gelişme ve ilerleme formülünün 21. yüzyılda da değişmeyeceğini ortaya koyan bir sözü Steve Jobs'un. Onun ölüm tarifinden bile çağın filozofu olduğunu anlıyorsunuz. Bütün büyük bilgeler gibi ölümden korkmuyor ve ölümü "Hayatın en büyük buluşu" olarak tarif ediyor. Ölümü toplum için bir yenilenme olarak görüyor. Kendisini etkileyen bir sözü de bizlere miras bırakmayı unutmuyor: "Her gününüzü hayatınızın son günüymüş gibi yaşayın."
İnsanlığın başı sağ olsun!