Cumhuriyet, 88 yıllık tarihinde insanlarına çok hoyrat davrandı. Cumhuriyeti kuranlar kaybetmiş bir nesildi. Balkanların ellerinden kayıp gitmesini gördüler. Ortadoğu'nun kaybedilmesinin her bir anını yaşadılar. Koskoca bir imparatorluğun tasfiyesine tanık oldular. Ve son vatan toprağının işgalini yasadılar. Bu nesil emperyalist saldırılara direndi.
Anadolu topraklarında tek bağımsız Türk devletini kurdular. Korkuları vardı bu neslin. Bu devleti behemahal yaşatmak zorundaydık. Bu neslin idealist vatansever bir nesil olduğuna hiç şüphe yok. Fransız ihtilalinin kavramlarıyla donanmış bir nesil olduğu da ayrı bir gerçek. Yeni bir ulus devlet tasarımı ile asırlar içinde oluşmuş gelenekleri bir tarafa bıraktılar. Korkular devam etti.
Cumhuriyet millet icin kuruldu ama milletten hep korktu. Kendi hukuksal örgütlenmesini halktan kendini korumak icin yaptı ve bu hukuku kendi halkına karsı çoğu kez acımasızca kullandı. Basit bir soruyla bunun böyle olduğunu anlamak mümkün. Şu 88 yıllık cumhuriyet tarihinde bu ülkede dayak yememiş bir zümre, bir sınıf, bir görüş alanı kalmış mıdır? Şapka giyenler, komünistler, Demokrat Partililer, solcular, ülkücüler, İslamcılar, Kürtler belli periyotlarla cumhuriyet ideolojisi tarafından hırpalandı. Bu ülkede dayak yemeyen bir tek askerler kalmıştı, şimdi onlar da dayak yiyorlar. O zaman bu cumhuriyette yanlış giden bir şeylerin olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.
***
Peki ama cumhuriyet sadece bundan ibaret bir şey midir?
Bugün dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline gelmemiz uzaylılar sayesinde mi mümkün oldu? Bir işleyen demokrasiye nasıl sahip olduk? Koskoca bir ekonomi nasıl oluştu? Savaş artığı bir nufustan insan kaynakları zengin bir ülkeye nasıl dönüştük? Dünyanın en caydırıcı ordusunu nasıl kurduk biz? Bu ülkenin 75 bin camiinde 5 vakit ezan sesi neyin sayesinde duyulabiliyor? Bu soruları uzatabiliriz ama önemli olan gerçekçi ve vicdanlı olmaktır. Bugün Türkiye'yi son 30 yılın en başarılı başbakanı yönetiyor. Tayyip Erdoğan taşın kovuğundan mı çıktı? Bu cumhuriyetin kurduğu imam hatiplerden yetişmedi mi? Muhafazakarlar vicdanlı insanlar. Cumhuriyetin en büyük cevrini onlar çekti ama cumhuriyetle demokrasi üzerinden uzlaşmayı bildiler ve bütünleşdiler.
***
Ancak kendilerine liberal adı verenler söz konusu olan cumhuriyet olunca analitik değil anokranik düşünceye sapıyorlar. Yani her devri kendi şartları içinde düşünmek ve o şartları yarattan dinamikleri anlamak yerine geçmişi bugünün kriterleriyle değerlendirme kolaycılığını tercih ediyorlar. Bu düşünce biçimi bizim millet olarak yaşadığımız tarihi tecrübeler itibariyle hem bilimsel değil, hem vicdanı değil. Son günlerde sözde liberallerin gazete köşelerinde cumhuriyete durmadan küfür ettiklerini gördükçe cumhuriyetin yanlışlarından birini daha görüyorum. Ne kadar çok kendine düşman yetiştirmiş bu cumhuriyet. Oysa cumhuriyete sövmek o kadar vicdansiz ve hatta o kadar ahlaksız bir davranış ki. Bu cumhuriyetin hiç birşey yapmadığını var saysak bile bir şey yaptığını kabul etmeliyiz: Bu ateş çemberi coğrafyada bizi hür ve bağımsız bir millet olarak yaşattı cumhuriyet. Sahip olduğumuz şeyleri bize başkaları hibe etmedi. Cumhuriyet arızalarını ve aksayan yönlerini hızla onarıyor. Demokratik bir cumhuriyete dönüşmemizi sağlayan bunca mücadeleden sonra hala cumhuriyete ağız dolusu küfür edenlerin dertlerinin başka olduğunu bilmemiz gerekiyor.