Paris'te infaz edilen üç PKK'lının ölümüne dair çalışmalar önemli ölçüde açıklığa kavuşmuş gözüküyor.
Fransız polisi olayı herkesi tatmin edecek bir seviyede çözmüş değil, ancak PKK'lı bir şahıs kuvvetli şüpheli olarak tutuklandı. Bugüne kadar geçen sürede en azından bazı gerçekler daha net ortaya çıktı. Olayın olduğu günün ilk saatlerinde "Bu devletin ve AKP'nin işi" diye açıklama yapan BDP'lilerin ne kadar sabit fikirli, içleri Türkiye düşmanlığıyla dolu insanlar oldukları belli oldu. Türkiye'ye düşmanlık etmek, iftira atmak bu Kürtçü grup için en kolay iş. Fakat gerçek her zaman bu tür müfterileri vurur, bu meselede de öyle olmuştur. Olayda açık bir biçimde PKK irtibatı vardır. Bu gelişme PKK'nın ne kadar karmaşık, kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan bir mafyatik örgüt olduğunu gösteriyor bize.
***
Aslına işin daha başlangıcı bu yaşananlar. Hükümetin barışma hamlesi konuşulmaya başlandığı andan itibaren başlamıştı provokasyon. Hatırlayalım, 7 Ocak'ta Hakkari'nin Çukurca ilçesi Karataş köyüne 100 kişilik bir PKK grubu saldırmıştı. Güvenlik güçlerimiz 14 PKK'lıyı etkisiz hale getirerek geri püskürttü bu saldırıyı. O saldırı başarılı olsaydı muhtemelen bugün barış-kardeşlik gibi kavramlar gündemimizde olmayacaktı. Belli ki bu saldırı girişimi başarılı olamayınca Paris'te Abdullah Öcalan çizgisindeki 3 kadın PKK'lı öldürüldü. Amacın barışma sürecini dinamitlemek olduğuna dair herkeste oluşan hissiyata değer vermek gerekiyor. Nitekim Paris polisinin son bulguları bu yönde düşünenleri haklı çıkarmış gözüküyor. Önümüzdeki günlerde yeni provokasyonlara, yeni saldırılara hazır olmak gerekiyor. "Silahlar bırakılsın, kan dursun" demek dünyada pek çok ülkeyi ve çevreyi rahatsız ediyor, son günlerde yaşadıklarımızdan bunu bir kere daha anlamış olduk.
Kandil ve Kutlu Doğum
Dün gece Mevlit kandilini idrak ettik. Bizim milletimizin çok güzel günleridir bugünler. Varoluşumuzun farkına varmak, dualarla yeniden tazelenmek bu kutsal günlerin bize sunduğu fırsatlar. Bu vesileyle herkesin kandilini kutlar ve dualarının kabulünü niyaz ederim.
Diğer taraftan Peygamber Efendimizin anılacağı bir hafta başlıyor: Kutlu Doğum Haftası. Başta Diyanet olmak üzere, üniversiteler, sivil toplum örgütleri bu haftayı en iyi şekilde değerlendirecekler, peygamberimizi bize çok boyutlu olarak tanıtan etkinlikler düzenleyecekler. Herkesin bu etkinliklere mümkün olduğu kadar katılmasını tavsiye ederim.
Diğer yandan, Kutlu Doğum Haftası vesilesiyle eski bakanlarımızdan, büyük kültür ve düşünce adamlarımızdan merhum Ayvaz Gökdemir'i saygıyla anmak istiyorum. Pek kimse bilmez ama 1989 yılında Peygamberimizle ilgili düşünülen bu etkinliğe "Kutlu Doğum" ismini veren rahmetli Ayvaz Gökdemir'di. Bu isim benimsendi ve yerleşti. Türk milleti her yıl büyük muhabbetle bağlı olduğu alemlerin rabbi peygamberini Kutlu Doğum Haftası'nda en derinden hissederek anıyor..
