Şevket Abi'yi ilk gördüğüm günü hatırlıyorum: Yayın yönetmeninin katındaki odasına uğrayıp kendimi tanıttım. Her zaman ki zerafeti ve güven veren sessizliğiyle karşılık verdi bana, "Seni bugün maça götüreyim" dedi. O gün Atatürk Stadı'nda Fildişi ile Türk Milli Takımı'nın maçı vardı, hani şu Drogba'nın bize gol attığı 1-1 biten maç. Gürkan Abi ve Şevket Abi'yle birlikte hayatımın en keyifli maçlarından birini seyrettim.
***
Bir insanı ilk görüşte sever ve ona ısınırsınız, işte Şevket Abi öyle biriydi. Sadece benim için değil, herkes için öyleydi. O nedenle Yeni Asır'ın içinde de dışında da ona hürmet ediliyordu. Müthiş bir mesleki kariyere sahipti ve elbette bir gazetecilik bilgesiydi. O pırıl pırıl parlayan zeka dolu gözleri ve hafızasıyla sorduğunuz her soruya tahsilatlı cevaplar verir, sizi şaşırtırdı. Hazırladığı ekler Yeni Asır markasını temsil bakımından emsalsiz çalışmalardı. Yeni Asır'ın son yarım asırı içinde herkes ondan bir şeyler öğrenmiştir.
Gürkan Abi'den öğreniyoruz ki İzmir'de her gazeteci ondan bir şeyler öğrenmiş.
***
Bazı insanlar uzun da yaşasalar ölümleri büyük kayıpları ifade eder.
Şevket Abi öyle bir insandı.
Büyük gazeteciydi.
İyi insandı.
Onun kaybı herkes gibi beni de çok üzdü. Allah'dan çalışmayı bırakmadan önce kendisiyle uzun sohbetler yapma imkanı buldum. Anılarını tatlı bir anlayışla paylaştı benimle. Hastalıktan sonra da telefonla sürdürdük ilişkimizi.
Eşi az bulunur bir insan daha çekti gitti.
Allah rahmeti üzerine olsun.
Ailesine ve Yeni Asır camiasına başsağlığı diliyorum.