• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ÖZKAN BİNOL

Yüzüklerin Efendisi: Hobbit !

ozkan.binol@sabah.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14 Aralık 2012, 19:52
Yüzüklerin Efendisi'nin başarısından sonra üçlemeye ilham kaynağı olan Hobbit'in sinema macerasının başlaması kaçınılmazdı. Zaten haberi duyunca da pek sürpriz olmadı. Hatta JRR Tolkien'in etinden sütünden yararlanalım gibi bir mevzu söz konusu olduğu için "Orta Dünya"ya karşı muhabbetim sekteye uğradı. Nitekim filmi seyrettikten sonra Peter Jackson bu filmi neden çekti diye düşündüm. Jackson için ne gereksiz bir çaba.
Bilbo Baggins'in gençlik yıllarını izlediğimiz Hobbit: Beklenmedik Yolculuk filminin konusu şöyle: Bilbo huzurlu Hobbit toprakları olan The Shire'da yaşarken bir gün büyücü Gandalf aniden ortaya çıkar ve baş kahramanımız Bilbo kendisini efsanevi savaşçı Thorin tarafından yönetilen 13 cücelik maceracı bir grupta buluverir. Ejder Smaug'dan Erebor'un kayıp Cüce Krallığı'nı geri almak için çıktıkları bu yolculukta Goblinler, Orklar, öldürücü Warglar, Dev Örümcekler, Şekil Değiştirenler ve Büyücülerle dolu yollardan geçerler.

ÜÇ SERİLİK BİR FİLM

Hobbit gibi bir kitaptan üç serilik bir film malzemesi nasıl çıkar, merak etmiyor değilim. Çünkü daha ilk filmdeki zorlama sahneler tempoyu düşürüyor. Mesela Büyücü Gandalf bir görev için Bilbo'yu ziyaret eder. Ardından Gandalf 12 cüceyle Bilbo'nun evine gelip hileyle ve cebren kendilerine ziyafet çektirirler. Sadece bu bölüm tam 90 dakikaya yakın. Bu uzunluğun ne manası var. Sıkıcı. Macera başladığında da gelsin Troll'ler, Ork'lar, savaşsın Goblin'ler derken adeta "Yüzük Efendisi"nin geçen bölüm özeti gibi bir durumla baş başa kalıyoruz ki; anlamsız.
Peter Jackson da "Yüzüklerin Efendisi" serisinin ötesine geçemeyeceği için önce kendisi yapımcı koltuğuna oturup, Guillermo del Toro'yu yönetmen koltuğuna oturtmuştu. Yapılabilecek en doğru tercihti. Çünkü Toro'nun "Pan'ın Labirenti" ile fantastik film konusundaki ustalığını herkese göstermişti. Toro hoşça vakit geçirtmenin ötesinde günümüz dünyasıyla bağlar kuran, siyasi bir söylemi olan bir yönetmendi. Nitekim "Pan'ın Labirenti"ndeki hikaye alt okumalarında İspanya iç savaşına kadar uzanır. Peter Jackson ise malum; Hollywood'un dahi çocuğu. İyi gişe yapar, hoşça vakit geçirtir. Bu nedenle filmi Jackson yerine Guillermo del Toro çekseydi bambaşka bir söyleme sahip olur, Hobbit'i de "Yüzüklerin Efendisi"nin gölgesinden kurtarırdı.

GÖRSELLİK NEFES KESİCİ
Hobbit'in tabii ki birçok artısı da mevcut. Başta görsel efektler: Muhteşem. Gollum'un Bilbo'yla karşılaştığı sahneden dağdaki devlere kadar hepsi nefes kesici. Ve oyuncular... Gandalf'ta Sir Ian McKellen'i, Galadriel'de Cate Blanchett'i, Elrond'da Hugo Weaving'i izliyoruz. Yüzüklerin Efendisi'ndeki başarılı performanslarını bu filme de taşıyorlar. Bilbo'nun gençliği Martin Freeman ise rolüne cuk oturuyor.
Neticeye gelecek olursak; "Yüzüklerin Efendisi"nin fanları tabii ki Hobbit'e de bayılacak. Tolkien'in fantastik dünyasını bu kadar başarıyla beyazperdeye taşımak pek de kolay değil. Ama şunu sormadan da duramayacağım: Peter Jackson bizi niye öptü?

Haftanın Filmi:
Tepenin Ardı

Nusret biri uysal diğeri deli fişek iki oğlunu alıp dedelerinin çiftliğine götürür. Zafer askerlik sonrası yaşadığı bunalımla ne kadar içine kapanıksa, kardeşi bir delişmendir. Bir silah patlaması ve sonrasında yaşananlar huzurlarını bozar. Gerilim dolu bir aile trajedisini anlatan film, sorunlarıyla yüzleşmek yerine bir düşman yaratan egemen erkek kültürünü mercek altına alıyor. Bol ödüllü Tepenin Ardı'nı kaçırmayın.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.