Nuri Bilge Ceylan ile ne kadar gururlansak az. Cannes Film Festivali'nde "Kış Uykusu" filmiyle Altın Palmiye'yi kazandı. Yani, dünyanın en itibarlı film festivalinde, en itibarlı ödülü aldı. NBC, 'Yol' filmiyle Altın Palmiye'yi kazanan Yılmaz Güney'in ardından 32 yıl sonra büyük ödülü Türkiye'ye getiren ikinci isim oldu.
Nuri Bilge Ceylan çağdaş Türk Sineması'nda "auteur" sinemasını oluşturan isimlerin başında gelir. İnsan doğası sinemadaki temel meselelerinden birisidir. Yalnızlık, yabancılık ve iletişimsizlik her zaman ve her yerde yaşayabileceğimiz türden insanlık durumudur. Bu nedenle ruhun derinliklerine doğru sıra dışı bir yolculuk yaptırır filmlerinde. Onun kahramanları ya taşra sıkıntısı çeker ya da kendilerine bile yabancılaşırlar.
Bir başka temel meselesi de estetik kaygıdır NBC'nın. Fotoğrafçılıktan gelen birikimini -özellikle siyah-beyaz- ve fotoğraf estetiğini içselleştirerek bu estetikten destek alır. Hatta bazı filmlerinde fotoğrafik değerin sinemasal değerin önüne geçtiği bile olur.
Tema ve biçim olarak "Minimalizm", "sessizlik" ve "yabancılık" öne çıkar filmlerinde. "Kasaba", "Mayıs Sıkıntısı" ve "Uzak" üçlemesinde "taşra" üzerinden iktidarın otoriteyi nasıl şekillendiğini anlatır. Minimalist bir bakış açısıyla çektiği "İklimler"de ise gündelik yaşamın içinde kaybolmuş, bu yüzden varoluşlarını yaşayamayan bir çiftin hikayesini mesele edinir. Küçük zaafların büyük yalanları doğurmasıyla parçalanan bir ailenin, gerçekleri saklayarak bir arada olabilme çabasını anlattığı "Üç Maymun" la gelen Cannes' daki "En İyi Yönetmen Ödülü"nü yalnız ve güzel ülkesine adar.
Genellikle aksiyonsuz, sessiz, yavaş ve rutin yaşamın sıradanlıklarını kapsayan bir yalnızlıktan oluşan NBC sineması "Bir Zamanlar Anadolu'da" farklı ufuklar aramaya başlar.
Yine taşra, yine sıkıntıdır ama bir cinayettir bu kez söz konusu olan. İlçenin bürokratları ve zanlılar gece boyunca ceset ararlar. Aslında gece boyunca aradıkları kendi ruhlarını yaralayan olayların cevaplarıdır.
Nuri Bilge Ceylan sinemasında "insan" ve "insana dair" olandan vazgeçemez. İnsan ruhunu, yattığı "Kış Uykusu"ndan uyanmaya davet etmesi de belki bu nedenledir.