• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ŞEBNEM BURSALI

Zaferin 'ruh'u

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29 Ağustos 2013, 18:52
Milli günler beni hep çok farklı bir ruh haline götürür çocukluğumdan beri. Daha dilim yeni dönmeye başladığında konuşmaya, Atatürk'ün ismini telaffuz etmek ve kendi büyüklerim dahil atalarımızın kahramanlıklarını dinlemek bana nasip oldu çok şükür. Bir İmparatorluğun sonu ve bir Cumhuriyet'in inşası kadar basit kurduğumuz şu cümlelerin gerçekleşmesinin ne meşakkatli, ne acılarla yoğrulan ne yokluklarla var olan bir süreci içerdiğini her dinlediğimde, yaşım 40'a gelse de hala tüylerim diken diken oluyor. İşte bugün, en büyük bayramımız, Zafer Bayramımızın 91. Yılında da aynı duyguları yaşayabilmenin ve yaşatabilmenin hazzını sizlere nasıl anlatabilirim diye düşünüyorum.
30 Ağustos, sadece bir milletin siyasi kaderinin yeniden yazıldığı, varlığının yeniden kabullenildiği muazzam bir zafer değil, aynı zamanda bir 'ruh'tur çünkü... Her başımız sıkıştığında, muhtaç olduğumuz bir ruh hem de... Güzel ülkemiz üzerine oynanan oyunlara karşı güç ve iman tazeleyeceğimiz bir ruh... 30 Ağustos, baştan sona askeri bir zaferdir
mutlaka ama, sivil desteği olmaksızın bir zaferin kazanılamayacağı ve kazanılmadığı da bilinmeli.
Bizi 9 Eylül'le buluşturan zafer; Sakarya-Dumlupınar-Kocatepe hattında kazanılmıştı. Türk tarihinin en büyük zaferlerinden biriydi bu meydan muharebesi. Büyüklüğü öneminden ileri gelir. Bir milletin kader çizgisini belirleyen bir önemdir bu. Türkler, dağılmış, tarumar olmuş bir orduyu, bir tek kişinin etrafında yeniden örgütlemişler ve dünya
savaş tarihinin en stratejik savaşlarından birini gerçekleştirmişlerdi. Türk ordusunun düşmana karşı bir silah üstünlüğü yoktu. Bir lojistik üstünlüğü de yoktu. Ama başka mukayeseli
üstünlükleri vardı. Kararlı bir ordudur bu ordu. Düşmanı vatan topraklarından söküp atmaya, emperyalizme unutamayacağı bir ders vermeye kararlıdır. Savaş tarihçilerinin vardığı sonuç odur ki, bu savaşın sonucunu güç dengeleri belirlememiştir; bu savaşın sonucunu; tek bir kişinin kafasından çıkan dahice bir strateji belirlemiştir. İnanç ve kararlılıkla beslenen bir akıl... Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın aklı. Ama 30 Ağustos'un ve Büyük Taarruz'la başlayan süreci askeri zafer yönüyle olduğu kadar siyasi sonuçlarıyla da ele almak zorunludur. Bu büyük zafer; Türk milletinin varlığını, yaşama iradesini bütün dünyaya kabul ettirdiği bir siyasi zemini de kendiliğinden ortaya çıkarmıştır. Bizi Cumhuriyet'e,
Lozan'a götüren sürecin siyasi iklimi o gün, o savaş meydanında hemen hemen oluşmuştur.
30 Ağustos'u hep hatırlayacağız ve hatırlatacağız. Mezar taşlarını göstereceğiz. Siirtli mehmetçik ile Tireli Mehmetçiğin vatan için düştükleri yeri göstereceğiz. Bu ülke üzerinde birileri oyun mu oynamak istiyor? Komutana söz verdiği halde yarım saat içerisinde Çiğiltepe'yi alamadığı için intihar eden Albay Reşat Bey'i hatırlayacağız ve hatırlatacağız. Biz güç almak için hatırlayacağız, düşmanlarımız aklını başına alsın diye hatırlatacağız. İşte böyle bir askeri zaferin 91. Yıldönümünde hissettiklerim ve bütün millet olarak
hissettiklerimiz bunlar. Askerimizle, sivilimizle, yek vücut ne büyük bir milletin evlatları olduğumuzu hiçbir zaman unutmadan, her nefeste gururlanarak daha nice yıldönümleri kutlamaya devam edeceğiz.

Kan'lı kutlama

Bu hafta başında Yeni Asır'ın 119. yaşını sizlerle kutlamanın mutluluğunu ve gururunu yaşadık yine. Gösterilen ilgi ve teveccühe bir kez daha teşekkür ediyorum. Biz, Yeni Asır ailesi olarak 119. yaşımızı çok daha anlamlı kutlamak istedik ve çok önemli bir sosyal sorumluluk projesi ile taçlandırmaya karar verdik. Kızılay Bölge Müdürü Dr. Gökay Gök ile sohbetimizde yine, her yaz döneminde olduğu gibi kan stoklarının SOS verdiğini ve artık karşılanamadığını öğrenmek, hele ki 2 organ naklinin, eldeki kan stoklarının yeterli olmaması sebebiyle İzmir'de yapılmasını geri çevirdiklerini öğrenmek kanımızı dondurdu. Arkadaşlarımla bu konuyu, tıpkı 4 yıl önceki gibi sahiplenmeye, sadece İzmir'de değil, tüm Ege'de bir kan kampanyası düzenlemeye karar verdik. Bununla da kalmadık, 119. yaşımızı, kan bağışı kampanyasını kendi içimizde başlatarak kutlamak ve bir kez daha kişi ve kurumlara örnek olmak istedik. Pazartesi günü tüm gün kapımızın önündeki kan aracında sadece Yeni Asır ve Yeni Asır tv çalışanları değil, komşularımız ve yoldan geçen İzmirliler de verdikleri kan ile ne kadar doğru bir iş yaptığımızı bir kez daha gösterdi bize. Gün boyu ve takip eden günler içinde sizlere her gün gazetemizde aktarmaya çalıştığımız duyarlı kişi ve kurumlar da bu kampanyaya katıldı ve Gökay Gök'ün verdiği bilgiye göre; sıfıra yakın olan stoklardaki doluluk neredeyse yarıya çıktı üç gün içinde. Başta kendi arkadaşlarım olmak üzere bu kampanyaya destek veren tüm kişi ve kurumları, insanlık namına tebrik ediyor, herkesi "bir gün bana da lazım olabilir" düsturuyla kan vermeye çağırıyorum...

Fuar coşkusu ve Yeni Asır

Ve bir başka gururumuz bu hafta; dün 82. kez kapılarını açan İzmir Enternasyonel Fuarı. Türkiye'nin en eski fuarı için, başta İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs olmak üzere tüm fuar çalışanlarına teşekkür borçluyuz. Destek veren tüm belediye ve kurumlara, şirketlere de teşekkürler. Her yıl olduğu gibi bu yıl da aynı standında yerini alan Yeni Asır ve Yeni Asır tv olarak her gece sizlere sürprizlerimiz, sanatçılarla renklenen, yazar ve siyasetçilerle sohbetlerle keyiflenen dopdolu bir programımız var. Stant komşumuz Karabağlar Belediyesi'nin de sevgili Hakan Doğanay'ın sunumlarıyla görülmeye değer sürprizleri var. En az bir gece gelin derim ama biz sizleri her gece bekliyoruz... Gelemeyenler için Yeni Asır tv'den canlı yayınlarımız var. Detaylar gün be gün televizyon ve fuar sayfalarımızda yerini alacak. Bekliyoruz...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.