Bu yazı yazıldığında saatler gece yarısı 01.45'i gösteriyordu ve henüz açılmayan sandık sayısı epeyce fazlaydı.
Eldeki bilgilere göre bir yorum yapmadan önce; an itibarıyla kazanan bütün adayları kutlarız. Seçim sürecinde seviyeli bir kampanya yürüten ama kaybeden adayları da kutlarız.
Sonda söyleyeceğimizi de başta söyleyelim ve; Demokrasi kazandı diyelim.
Demokrasi dediğiniz seçimdir, sandıktan çıkan sonuçtur ve siz beğenseniz de beğenmeseniz de çıkan sonuca saygı göstermektir.
Siyasetçiler ister kazanan tarafta olsun ister kaybeden; mutlaka seçim sonuçlarından dersler çıkarmak zorunda olan insanlardır.
İşte bu yüzden Türkiye genelinde iktidar ve muhalefetin, yerelde de kazananla kaybedenin şapkasını önüne koyup hesap yapma vaktidir bugün.
Kazanan ve kaybeden analizini önümüzdeki günlerde çokça yapacağız ama; 30 Mart seçimlerinin kazananı açık ara Demokrasidir; bunu tekrar tekrar yazmak isterim.
Ve kazananların başında da millet gelmektedir.
17 ve 25 Aralık sonrasında siyaset dışı her tür kumpasın tezgahlandığı bir ortamda, millet sağduyusunu ortaya koydu. Türkiye genelindeki sonuçlar da, İzmir ve Ege'nin tüm illerindeki sonuçlar da bunu açıkça ortaya koyuyor.
Bu seçimin en büyük kaybedeni ise; Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
Görüldü ki; partisini klasik çizgisinin dışına çekerek merkez sağ çizgisine doğru yaptığı açılım; hem kendi tabanında hem de genel seçmende karşılık bulmadı.
Tam tersine geri tepti.
Cemaat ile girdiği işbirliği özellikle İzmir ve Ege'de büyük tepki gördü. Siyaset yapmanın asıl yolu; sağlam bir muhalefetle seçmeni ikna etmek olması gerekirken cemaat desteği arayışına kimse onay vermedi.
Demokrasi kazandı
Üç aydır her tür iftira ve saldırıya uğramasına rağmen, bir önceki yerel seçimlere göre oylarını neredeyse yüzde 10 arttıran AK Parti için de; seçimlerin yorumu tam bir zaferdir.
İzmir özelinde Aziz Kocaoğlu seçimi kazandı ama gerek kendi aldığı oy oranının bir önceki seçime göre hayli düşmesi (ki; geçen seçimde aldığı oylarda cemaat oylarının olmadığı göz önüne alındığında bu düşüş bir hayli artıyor); İzmir seçmeninin Kocaoğlu'na ciddi bir uyarı yaptığını gösteriyor.
İlçe adaylarının belirlenmesi sürecinde Kocaoğlu'nun örgüt, Genel Merkez ve seçmenin tepkisine rağmen kendi adaylarında ısrar etmesinin bunda çok ama çok büyük etkisi olduğu açık.
Ve; Hüseyin Mutlu Akpınar'ın Karşıyaka'da aldığı yüzde 70'in üzerindeki oyların ayrıca yorumlanması gerekiyor.
25 yıl önce çocuk yaşta girdiği partisinde emeğinin karşılığını, yüzde 10'u aşan bir kişisel oy artışıyla gösterdi Akpınar.
Bu genç adama dikkat edin derim; CHP'nin bir sonraki Büyükşehir adayı ve hatta Genel Merkez siyasetinin en iddialı isimlerinden birisi olacaktır. Bunu da ayrıca irdeleyeceğiz.
Ve Binali Yıldırım. Seçimi kaybetmiş olabilir ama; çok net söylemeliyim ki kesinlikle başarılıdır.
Partisinin bir önceki yerel seçimde aldığı oy oranını yüzde 8'e yakın bir oranda arttırmıştır. Siyaset dışı konularla değil, sadece projeleriyle İzmir'e talip olmuş, seviyeyi hep yüksekte tutmuştur.
Galiptir aslında mağlup olduğu bu yolda Binali Yıldırım...
O da bundan sonraki süreçte çok daha dikkatle izlenmesinde fayda olan isimlerden biridir artık...
Başbakan Erdoğan'ın balkon konuşmasını dikkatle dinledim. İstiklal Mücadelesi vurgusunu çok ama çok önemsiyorum. Ve; yorumlara yarın daha detaylı devam ederiz diyorum...