• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

Boşanmayı kim istedi?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03 Temmuz 2011, 19:31
Ali ile Ayşe evlendi. Böyle bakınca bir sorun yok. Soyadlarını yazınca durum çetrefilleşiyor. Bir kere damat gelinden büyük. Neredeyse 30 yaş fark var. Bence önemli bir sorun ama "Alışkınız kadınların babaları yaşında adamlarla evlenmelerine" denebilir. Ama yine sorun var! Çünkü söz konusu gelin, aynı şeyi babası yapınca, yani babası annesini boşayıp, "Ben artık hayatımı yaşayacağım!" deyip, kendinden neredeyse 30 yaş küçük bir kadınla evlenince kıyamet kopmuştu. Gelin kız, babasına küsmüştü.
Büyük konuşmamak lazım. Kim kendisini ilgilendirmeyen konularda ahkam keserse başına gelebilir. Başına gelince de daha önce söylediklerinin önemi kalmayabilir. Ayrıca bütün ilişkiler kendine özeldir. Dışarıdan bakınca neler olup bittiğini anlamak mümkün değildir, dolayısıyla bilmeden yargılamak yanlış olur. Ama görünen köy de klıavuz istemez bazen.
Bu ilişkide olduğu gibi.
Bu evlilikte insanı rahatsız eden en önemli şey, damadın yeni boşanması ve boşandığı/ boşadığı karısının kanser hastası olması. Kimin boşanmak isteyip istemediğini bilmiyoruz. Önemli mi? Aslında önemli.

ERKEK AÇISINDAN
Dışarıdan bakınca erkeğin boşanmak istediğini düşünüyoruz. Her ne kadar gelin, ilişkilerinin boşanma sonrası başladığını söylese de, yıldırım evlilik insanı düşündürtüyor. Demek ki aşık oldu, hem de öyle bir aşk ki gözü kanserli karısını bile görmedi ve boşanıp, sevgilisiyle evlendi. İnsanların vicdanını raatsız eden de bu durum.
Tersi de olabilir. Gerçekten boşandıktan sonra tanışmışlardır. Adam bunalımdadır, evlilik yanlısıdır, karşısına yıldırım aşk çıkınca gözü hiçbir şeyi görmeyip evlenmek istemiştir. Ama diğer tarafta da hasta bir eş var. Kendisi kabul etse de boşanmayı, terk edilmeyi, toplum önünde mazlum duruma düşmek kimsenin hoşuna gitmez. Bu olayda olduğu gibi herkes onun için üzülür, hastayken terk edilen kadın olarak kayıtlara geçer.
Ama bir olasılık daha var. O da boşanmayı kadının istediği. Nedense hiçbirimiz bunun üzerinde durmuyoruz. Ama olabilir. İnsanlar hayatla ölüm arasında gidip geldikleri böyle durumlarda hayatlarını sorgulayıp, farklı kararlar verebilirler.

KADIN AÇISINDAN
Kanser olduğunu öğrenmek daha baştan insanın kendisiyle hesaplaşmasına neden oluyor. Yorucu, ağır ve uzun süren bir tedavi süreci yaşanabiliyor. Bu süreci başarıyla geçen pek çok kişiyle konuştuğumda, çok önemli kararlar aldıklarına şahit oldum. Bunlardan biri kendilerini üzen durum/ kişi/ olay ne varsa onu hayatlarından çıkarıp atma kararı. Evlilikleri kötü mü gidiyor, iyileştikten sonra ayrılmayı seçiyorlar. İşleri onları mutsuz mu ediyor, kendilerine yeni bir yaşam biçimi seçiyorlar. Yani daha az sorun, daha az üzüntü istiyorlar, ikinci şanslarında...
Bir arkadaşım kemoterapi sürecini başarıyla atlattıktan sonra 30 yıllık kocasını evden kovdu. İyi bir adamdı kocası, karısını çok seven, içkisi kumarı olmayan ama zor adamdı. Hep karamsar, hep mutsuz, hep kendisinin hakkının yenmiş olduğuna inanan bir adam. Onun negatif enerjisini daha fazla solumak istemedi. Adam da hemen kendisine bir sevgili buldu.
Kimi erkek, aşksız, kadınsız, hayatında biri olmadan yaşamayabilir. Yaşam sorumluluğunu birinin omuzlarına atmak isteyebilir. Kadın bu yükten kurtulmak istemiş olabilir.
Bilemiyoruz. Bilemediğimiz için de dışarıdan ahkam kesmeye devam edeceğiz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.