"BİR HANIM"DAN
Bu çabası bile paraya resminin basılmasına yeter. Bu çabaları dönemin ünlü yazarı Ahmet Mithat Efendi'nin dikkatini çekiyor. Dönemin gazetesi Tercüman-ı Hakikat'te Fatma Aliye Hanım'ı öven yazılar yazıyor ve kendisini manevi kızı ilan ediyor. Birlikte bir de kitap yazıyorlar, "Hayal ve Hakikat" diye. Romandaki kadının duygularını Fatma Aliye Hanım, erkeği Ahmet Mithat Efendi yazıyor. Eser "Bir Kadın ve Ahmet Mithat Efendi" imzasıyla yayınlanıyor. İlk çeviri kitabına "Bir Hanım" diye imza atıyor Fatma Aliye Hanım. Daha sonra da "Mütercime-i Meram" takma adını kullanıyor. Meram'ın çevirmeni olarak tanıtıyor kendini. Daha sonra "Muhaderat" adlı ilk romanı yayınlanıyor. Konusu, başlamış bir aşkın bitişi ve yeni bir aşkın başlangıcı. Yani "ilk aşk unutulmaz" özellikle de "Bir kadın bir kez aşık olur" tezini çürütüyor. O dönem için son derece ileri bir adım...
İlk Türk kadın romancı olarak bilinen Fatma Aliye Hanım'ı anlatmaya devam edelim. |
Kitaplarının yanı sıra gazetelerde kadın sorunları ile ilgili yazılar yazar. Kadınlara Mahsus Gazete'de yazdığı makalelerde, muhafazakar görüşlerden kopmadan kadın haklarını savunur. Nisvan-ı İslam adlı kitabında Avrupalı kadınlara İslam'da kadının durumunu anlatır.
Burada Fatma Aliye'nin kızkardeşi Emine Semiye'den de bahsetmek gerekir. Ablasından daha feminist olan ve kadınlara kadınlık gururu aşılamaya çalışan Semiye, yazılarında ve konuşmalarında kadınları aşağılayan erkekleri küçümseyerek alaylı bir dille onları eleştiriyor. Kadınla erkek arasında zeka bakımından fark olmadığını, hatta fazla olarak kadınların zekası yüksek, "maneviyatı rakik (ince)" ve "şeffaf bir şekafatle mücella (parlatılmış) olduğunu vurguluyor.
İki kardeşin makaleleri, 1908 inkılabının da etkisiyle pek çok kadın dergisinin ortaya çıkmasına ve kadınlık bilincine sahip yeni kadın kuşaklarının yetişmesine vesile oluyor. Onların izinden giden Halide Edip ve Nezihe Muhiddinler ise kadın hakları mücadelesinin mirasını yeni kuşaklara taşıyor.