Bilindiği üzere, Türkiye ekonomisinin ciddi yapısal sorunları bulunmaktadır. Dış kaynak ve girdi bağımlılığı başta olmak üzere, teknoloji üretememe, sektörel ve bölgesel dengesizlikler, hızlı nüfus artışı, gizli işsizlik, nitelikli işgücü yetersizliği ve yüksek işsizlik oranları, ülke ekonomisinin önemli yapısal sorunlarını oluşturmaktadır. Bu çok boyutlu yapısal sorunların çözümü için ise, üretim deseninin talep deseniyle örtüştürülmesine ve bu yapılırken olabildiğince yüksek oranda istihdamın yaratılmasına öncelik verilmelidir. Zira iç talebin daha çok yerli üretimle karşılanması ve ihracat artışının sağlanması, ancak bu şekilde mümkün olabilecektir. Böylece yapısal sorunlar minimize edilebilecek, kalkınmanın hızlanması sağlanabilecektir.
YATIRIM TEŞVİKLERİ
Türkiye yapısal ekonomik sorunlarını çözmek için, planlı kalkınma stratejisinin hayata geçirildiği 1963 yılından günümüze değin çeşitli önlemler geliştirmiş, ancak bugün gelinen nokta itibariyle bunda yeterince başarılı sağlayamamıştır. Türkiye'nin bugüne kadar kullandığı en önemli ekonomi politikası araçlarından biri, yatırım teşvikleridir. Önceleri sadece coğrafi bazlı olarak uygulanan teşvik sistemi, daha sonra coğrafyaya bağlı sektörleri de gözetmeye başlamış, ideal şeklini ise 2012 yılında yürürlüğe giren ve coğrafya-sektör-proje entegrasyonunu sağlayan şekliyle almıştır. Bir başka deyişle bu yıl yürürlüğe konulan teşvik sistemi ile, geçmiş yıllarda uygulanan sistemlerdeki eksiklikler giderilmiştir. Öte yandan, yeni sistemin Nisan ayında açıklanması ve uygulamanın Haziran'da başlaması yılın önemli bir bölümünün kaybedilmesine yol açmıştır.
Çünkü, yeni yatırım teşvik sistemini bekleyen girişimciler yatırımlarını geciktirmiş, ardından küresel ekonomideki olumsuz gelişmeler ve Hükümetin ekonomiyi yavaşlatmaya yönelik politikaları, teşvikli yatırımlarda sıçrama gerçekleşmesini önlemiştir. Netice itibariyle, teşvikli yatırımlarda 2011 yılının ilk 6 ayına göre gerileme yaşanmıştır. Nitekim bu yılın ilk yarısında alınan teşvik belgesi sayısı yüzde 24, teşvikli yatırım tutarı yüzde 31, teşvikli yatırımların istihdam yaratma kapasitesi de yüzde 22 oranında gerilemiştir. Teşvik istatistikleri içindeki en çarpıcı veri ise, en geniş kapsamlı desteklerin verildiği ve ülkemizin en az gelişmiş bölgelerinde bulunan 15 ildeki yatırımların payının gerilemesidir. Artan terör olayları da etkili olmakla beraber coğrafi zorluklar, pazara uzaklık ve destek endüstrilerin yeterince gelişmemesi bu olumsuz sonucu yaratmaktadır. Dolayısıyla bölgesel dengesizlik ve yarattığı sorunlar ülkemizin önemli bir sorunu olmaya devam edecek gibi görünmektedir.
ESNAF BOYUTU EKSİK
Dikkatli okurlarımız yeni yatırım teşvik sisteminin bir boyutta eksik kaldığını, ülke ekonomisinde ve dinamiğinde önemli yer tutan esnaf sanatkar kesiminin ihmal edildiğini gözlemlemişlerdir. Türkiye'de yıllardır yatırım teşvik sistemleri açıklanır, tarımı destekleme politikaları uygulanırken, bir kez esnaf ve sanatkarlara yönelik bütünsel nitelikte bir "geliştirme stratejisi"nin ortaya konulmaması çok üzücü ve düşündürücüdür. Ekonomide çarklarının dönmesinde önemli rol oynayan küçük işletmelerin teşvik sistemlerinde sürekli göz ardı edilmesi, aynı zamanda ülke kalkınması için verilen çabalara da önemli darbe vurmaktadır. Son yatırım teşvik sisteminde de büyük ölçekli yatırımlar ve ölçeğin büyütülmesini teşvik eden yöntemler kullanılmıştır. Küresel tekelleşme eğilimlerinin arttığı bir ortamda bu tercihin yapılması doğaldır.
TOPLUMUN SİGORTASI
Ancak, sayıları iki milyonu bulan, yarattıkları istihdam ve aile fertleriyle birlikte yaklaşık 10 milyon kişinin geçimini sağlayan esnaf sanatkarlar için, çok boyutlu bir yeniden yapılanmayı sağlayacak önlemler bütününün hazırlanamaması da önemli bir eksikliktir. Nispeten ucuz Halk Bankası kredileri ile çok yetersiz vergi kolaylıkları dışında bugüne kadar esnaf ve sanatkara yönelik bir bütüncül paket hazırlanmamıştır. Oysa bu kesim toplumun sosyal sigortasıdır. Bu sigortanın atması umulmadık olumsuz sonuçları doğurabilecektir. Esnaf teşkilatının yöneticileri, kesime yönelik özel ve özgün bir "Esnaf Geliştirme Stratejisi"nin beklentisi içindedirler. Bu talep, esnaf yöneticilerinin en doğal hakkıdır. Esnaf idarecileri, hipermarketlere ilişkin yasal düzenlemeler başta olmak üzere, ülke yöneticilerinin bu bağlamda yapacakları her türlü çalışmaya destek vermeye hazırdırlar.
HATIRLATMA
KOSGEB destekleri tanıtılacak
KOSGEB İzmir Kuzey Hizmet Merkezi Müdürlüğü, proje kültürünün yaygınlaşması ve KOBİ'lerin kurumun desteklerine daha kolay şekilde ulaşabilmesi amacıyla bilgilendirme toplantıları düzenlemiştir. Eylül-Aralık 2012 döneminde Kuzey Hizmet Merkezi Müdürlüğü Toplantı Salonu'nda verilecek eğitimlere esnaf sanatkarlarımızın da katılmaları menfaatleri icabı olacaktır. Kuzey Hizmet Merkezi Müdürlüğü Toplantı Salonu, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, 10013 sok. Çiğli-İzmir adresinde bulunmaktadır. Üyelerimiz detaylı bilgileri İESOB binasından, Esnaf Sicil Müdürlüğü'nde faaliyet gösteren KOSGEB temsilciliğinden ya da Kuzey Hizmet Merkezi Müdürlüğü'nün (232) 378 73 27 numaralı telefonundan edinebilirler.