• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

BLOWIN'IN THE WIND

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15 Ekim 2016, 19:13

Coachella dünyanın en önemli müzik festivallerinden biri. Her yıl Los Angeles yakınlarında Indio denilen bölgede yapılıyor.
Bir "çöl festivali" de diyebiliriz.
Coachella geçtiğimiz hafta, katılan sanatçılarıyla ve 75 bin izleyicisiyle dünyanın gündemindeydi. Ertuğrul Özkök de Hürriyet Gazetesi'nde köşesini 3 gün boyunca yerinde izlediği bu festivale ayırınca bir hayli konuşuldu...
Bunlar yetmezmiş gibi, konsere katılan ve repertuvarındaki en ünlü şarkılarını söylemediği için eleştirilen Bob Dylan iki gün önce Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi olunca bu haftaki yazımızın konusu da belli oldu...
Benden 6 yıl önce ABD'nin Minnesota eyaletinde doğan Bob Dylan ilk gençlik yıllarımda beni etkileyen bestecilerden biri. Sesi ve okuyuş tarzından çok, yazdığı şarkılarla... 1959'da "Blowin'in the Wind"i yazıp bestelemiş, ben 60'lı yıllarda şarkının farkına vardığımda çarpılmıştım.
Özellikle kendi yorumu dışında Peter, Paul and Mary ve Joan Baez yorumlarıyla...
Müzik sevdalısı Atilla Dorsay da bu şarkıyı yüzyılın ilk 10 şarkısı arasına koymuştur...
Benim için de öyle... Dylan, 1963'te "Like A Rolling Stone" adlı şarkısını yazdı ve besteledi. Yaklaşık 6-7 yıl önce Rolling Stone dergisi dünya müzik tarihinin en önemli 500 şarkısını seçtiğinde bu şarkıyı birinci sıraya yerleştirmişti...
Yıllar Bob Dylan'ı eskitmedi ve değerini artırdı. 2001'de Oscar, 2012'de Başkan Obama'nın "Özgürlük Ödülü" verildi kendisine.

BOB DYLAN'IN ATALARI TÜRK

Türkiye'de ilk kez 1989'da konser verdiğini hatırlıyorum. Sonra 2010'da ve 2013'te iki kez daha geldiğini. Konserlerine gitme şansım olmadı. İzleyenler şu ortak noktada birleşmişlerdi. "Son derece cool ve dinleyiciyle hiç kontak kurmayan bir yorumcu." Bob Dylan'la ilgili en önemli bilgilerden biri atalarının Türk olduğu. Bunu yazdığı kitapta bizzat kendi açıklamış. Büyükannesi Trabzonluymuş ve Kırgız soyadını taşıyormuş... İşte kitaptan bir alıntı:
"Büyükannemin yüzünde hep bir umutsuzluk vardı. Büyükannemin zor bir hayat serüveni var. Güney Rusya'da bir liman kenti olan Odessa'dan Amerika'ya gelmişler. Zaten oraya da bir başka Karadeniz liman kenti olan Türkiye'den, Trabzon'dan göç etmişler.
Büyükannemin ailesi aslen Ermenistan sınırındaki küçük bir kasaba olan Kağızmanlılar'dan (Kars). Soyadları "Kırgız" mış. Büyükbabanın ailesi de aynı bölgeden geliyor. Deri ve kundura işiyle uğraşıyorlarmış.
Büyükannemin ataları, İstanbul'dan bu yöreye gelmişler." Ergenlik yıllarında Ritchie Valens'in "In a Turkish Town" şarkısını dilinden düşürmediğini yazan Bob Dylan, "Annemin Nellie Turk adında bir arkadaşı vardı. Bizim evden çıkmazdı. Ben de o yıllarda herkesin "La Bamba" adlı şarkısını bildiği Ritchie Valens'in gizemli Türkleri ve gökyüzündeki uzak yıldızları anlatan 'In a Turkish Town' adlı şarkısını söylerdim" diyor.

BEN DE PROTESTO EDERDİM

Bob Dylan'ın asıl adı: Robert Allen Zimmerman. Şimdi anarşist ruhlu, protest müziğin öncülerinden bu cool yorumcu ve şarkı yazarının Oslo'da ödül alırken frak giyip giymeyeceği tartışılmaya başlandı.
Favoriler arasında gösterilmezken Nobel Edebiyat Ödülü'nün sahibi olan Dylan için Nobel Akademisi'nden yapılan açıklamada, 75 yaşındaki sanatçının, "Amerikan şarkı geleneğinde yeni şiirsel ifadeler yarattığı" için bu ödüle layık görüldüğü belirtildi.
Ama itiraf edeyim, konserine gidip de en önemli şarkılarından "Blowin' In The Wind", "Like A Rolling Stone" ve "Mr. Tambourine Man"i dinlemezsem çok bozulup ben de protesto ederim.
Büyük yorumcular altın bilezik olarak kollarına taktıkları klasikleşmiş şarkılarını ömür boyu söylemek zorundadırlar. Bu böyle biline...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.