• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ALİ KOCATEPE

Kabus gibi günler

ali.kocatepe@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14 Ocak 2017, 17:05

Evvelki Cuma spor yaptık ve yeni başlayan karın tedirginliğiyle biraz da erzak alıp eve geçtik.
Bu kez hava durumu tahmincileri yanılmadılar ve uyarılarında haklı çıktılar. Son yıllardaki en ağır kar yağışı geldi ve 5 gün kabus gibi üzerimize çöktü...
İzmir'de geçen tüm çocukluğum boyunca kar yağsın diye dualar edip, 5 dakika yağdığında sevinçten havalara zıplayan ve o anları yaşayabilmek için günlerce değil yıllarca bekleyen biriyim. Bu yüzden bu hafta İzmir'e yağan karın yarattığı tatlı heyecanı sosyal medyadan paylaşanlarla birlikte ben de yaşadım. Özellikle de Çeşme'nin karlı görüntüleri beni mest etti...
Gel gelelim İstanbul'da yaşadıklarım tamamen farklı duygular. Karın başlaması, yavaş yavaş beyaza dönen doğa, çektiğim üç beş romantik fotoğraf işin "Hoş geldin" faslı... Sonra zincirleme sorunlar başlıyor. Önce sokak kedileri ve köpeklerinin karınlarını doyurmak ve barınmalarını sağlamak. Evin rüzgarlığı bir haftadır kediler için açık. Onların aralarındaki kavgalarına rağmen soğuğa karşı direnmek için koyun koyuna yatmaları ders alınacak görüntüler.
Köpekler karı seviyor. Bata çıka oynuyorlar da. Yeter ki karınları doysun. Bir de kuytu bir yerde üzerlerine kar inmeden yatabilecekleri, uyuyabilecekleri bir köşe bulabilsinler... Neyse konu komşu el birliğiyle hayvanları koruyabildik. Kar her noktaya ulaşıp yiyeceklerinin üzerlerini örttüğü için sadece kuşlarda zorlandık...
Oturduğumuz yer yüksekte kalıyor. Sitenin de Belediyenin de en son ulaştığı nokta. Ne tuz dökecek ne küretecek birilerini bulabiliyorsunuz. Hele hele arabalarını yolun ortasında bırakıp kaçanlar da varsa, hayati bir durumda size ambulans bile ulaşamıyor.
Eviniz sıcaksa, yiyecek ve içecekleriniz varsa, sağlığınız yerindeyse, okuyacak kitaplarınız, internetiniz, televizyonunuzla mutlu, mesut yaşıyor görünebilirsiniz.
Ama antenlerinizi açıp, ülkemde, dünyada neler oluyor faslına geçtiğinizde mutlu olmanız mümkün değil. Yapabildiğiniz sadece kendi halinize şükretmek...
Ben rahatsızlandım. Kendimde farklı bir durum hissettim ve hastaneye gitmek istedim.
Ancak Çarşamba günü evden çıkma imkanım oldu. Grip oldum mu kendi yöntemlerimle iki günde iyileşirim. Pek ilaç da kullanmam. İyi ki hastaneye gidip kan aldırmışım. Bu sefer virütik olduğu ortaya çıktı. Doktor kesin istirahat verip 13 Ocak konserimizi de iptal ettirdi.
"Yoksa, zatürreye kadar uzanır" diye de kulağımı da çekti...
Terör, ekonomik kriz ve sonra da hava koşulları hepimizi, hemen her iş sektörünü olumsuz etkiliyor. Hep beraber direnmeye çalışıyoruz. Ben baharı özledim.
Yalnız doğanın uyanışını değil, içimizdeki umudun yeşermesini de...

32 yıl oldu...

16 Ocak annemin ölüm yıldönümü, 19 Ocak da Aysun'un doğum günü. Annem aramızdan ayrılalı tam 32 yıl olmuş. Onunla ilgili duygularımı, anılarımı zaman zaman yazmışımdır. Ama empati yapmak, kendini onun yerine koyarak, dünyaya ve evladına onun gözüyle ve gönlüyle bakabilmek çok farklı bir şey.
Öylesini yapınca her şey çok farklı görünüyor. Egomuzdan sıyrıldıkça görüş alanımız daha genişliyor, farklı duygular da hissedebiliyoruz.
Ben hem 32 yıl önce yitirdiğim annemi hem de 32 yıl önce yaşamı paylaşmaya başladığım eşimi şimdi daha farklı değerlendirmeye çalışıyorum. Alıştığım, ezberlediğim davranış ve düşüncelerle değil, farklı yollardan ilerleyip yeni gözlemlerle... Her şey öylesine sıra dışı görünüyor ki!
Annemi ölüm yıldönümünde dualarımla anmak, Aysun'u da doğum gününde koşulsuz bir sevgiyle kutlamak istedim. Sizlerin huzurunda...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.