Carnegie Hall’ün 125. yıl kutlamalarına birbirinden şık ve önemli konuklar katıldı... Gecenin sunuculuğunu ise nezih esprileri ile Richard Gere yaptı Buralarda yağmur yağarken siz oralarda ılık ılık İzmir güneşiyle pazarınızı geçirin. Life is life... dermişim. Alsancak'ta gözümün önünde o rengarenk kıyafetleri ile gençlerimiz, 'Reyhan'da sohbetler, 'Alsancak Unlu Mamulleri'nde Aysel ile (Uysaler) kahvaltı, Yüzde Yüz'de şöyle belli etmeden incelemeler, O inanılmaz 'Mille Feuilles' milföy vs... İzmir'im gelmiş gibi. Alaçatı'ya hiç girmiyorum. Hakikaten özlemişim.
Gelelim buralara. Şu an hissettim, tam 'Besim'den mektup var' sözünü gerçekleştirdim. Sabahları (her sabah sistematik olarak sıcak, soğuk veya güneş, kar ne olursa olsun Central Park'ta) bir güzel yürüyorum.
Eve geçerken Carnegie Hall veya Lincoln Center'de durup haftalık eventlere bakıyorum. Önemli bulduğum faaliyetlere bilet temin ediyorum. Hergün mutlak Ekmel'e (Anda) uğruyorum. Bu rutinden sonra güne merhaba diyorum.
ŞIKLIK YARIŞI
Size tabii ki faaliyetleri aktarmaya çalışıyorum. Bu haftaki en ama en önemlisi, haftanın ayın değil senenin en mühim sanat olaylarından biri dünyaca ünlü Carnegie Hall'un 125. yılının kutlanması idi. Hep diyorum ya buralada sanata verilen değeri Avrupa'da hiçbir yerde göremedim. Verdikleri değerden olacak tıklım tıklım dolan dev müzikhole insanlar smokin, çok şık gece elbiseleri ile çok şık arabalarda gelirken bir o kadar kişi de hemen yan taraftaki metrodan bir o kadar şık kostümlerle galaya yetişmek için yarışıyordu.
Konser başladığında bu giyimlerin ne kadar gerçek olduğunu sadece gösteriş değil sanata değer verdikleri için olduğunu bir kez daha görüyorsunuz, ilgilerinden dikkatlerinden... Martna Arroyo'dan Sabel Leonard'a Itzhak Perlman'dan Marilyn Horme'ye, Michael Feinsten'den Pablo Heras Casado'ya, James Taylor'dan Lang Lang'a kimler katılmadı kimler kimler...
Gerek ses sanatçısı, gerek orkestra şefi, gerek enstrüman eksperi olarak... Ve de tüm bu birbirinden değerli kişileri beyefendi, çıtasını her zaman tepelerde tutmuş başarılı kıvrak zekasıyla ünlü mü ünlü Richard Gere elegansı ile takdim etti, esprilerini katarak.
TONY ÖDÜLLÜ SANATÇI
Yine bir müzikal, yine yepyeni, yine rengarenk, yine müzik dolu, yine süper dekorları, yine ödüllü ödülsüz harika sanatçıları ile yine harika bir gösteri...' Waitress' (Garson kız') Rengarenk tartlarla, garson kızlarla eğlence dolu yepyeni bir müzikal.
Broadway'in en büyük tiyatro ödülü Tony sahibi Jessie Mueller başrolde.
Bikaç sene oynayabileceğini tahmin etiğim müzikali geçen gün sabah haberlerinde görünce şarkıların ne kadar güzel olduğunu daha çok idrak ettim.
En ünlü olacak asıl şarkısında un ve şekerle neler neler başta ne pastalar yaratılabileceğini gösterirken kendinizi mutfakta aşçı olarak ardından pastaları yerken kendinizi pastane müşterisi olarak görüyorsunuz.
KİMSEYİ DİNLEMEMEK GEREK
Müzikaller bitmiyor, hele bana....
"School of Rock' yani Rock Okulu. Bir kez daha gördüm ki kimseyi dinlememek gerekiyor gösteri dünyasında, bu müzikal gibi. Tüm kış sezonunda birkaç tanıdık "Aman çocuk müzikali, gidip vakit kaybetme" diye başımın etini yedi. Tesadüfen bir ün önünden geçerken 'Rush Ticket' denen son dakika fırsat bileti buldum ve Levo (Urhan) ile gittik. Normal bir ortaokula arkadaşı yerine iş blmak adına müracaat eden rock hastası bir gencin çocuklardan rock orkestrası kurup gizlice onları eğitmesi ve de ailelerini şok edecek konsere hazırlaması. Kilolu başrol oyuncusundan beklemeyeceğiniz bir performans ile dans etmesi ve iyi şarkı söylemesi, ayrıca birbirinden değerli çocukların ayakta alkışlanacak ses ve dansları inanılmaz başarılı. Bir kez daha öğrendim ki hele sanat konusunda kimseyi dinlememek gerekiyor.
Dünya temsilcileri Şipşak'ta
Orhan Yegen'in Şipşak isimli restoranında her gün iyi bir şeyler gelişiyor. Geçen akşam yine bir ilke şahit oldum. Restorana girdiğimde karşı köşenin baştan başa kalabalık bir grupla dolduğunu gördüm. Grubun başındaki Jamaica University of the West Indes'in başında bulunan Elizabeth Ward ile tanıştım. Unicef adına grubun başında olan Judith Diers ile tanıştırdı. Masadaki 30 kadar kişinin hepsinin Hindistan, Lübnan, Amerika, Kanada, Jamaika vs ülkelerin temsilcileri olduklarını sadece Türkiye'den kimsenin katılmadığını ve de o yüzden en iyi Türk restoranı 'şipşak'ı seçtiklerini söyledi. Gecenin sonunda 'ergen beyin' için yapılacak toplantı için konuşmacılar heyecan içinde otellerine gittiler, Yegen'in leziz mensünü konuşa konuşa.
Murano ustası Urla'da çocuklar için koşacak
Dünya çapında murano ustası arkadaşımız kardeşimiz Urlalı Armand Altan bugün İzmir'de çok hayırlı bir ilke imza atıyor. Bugün İzmir'de yapılacak maratonda koşuyor. Yürüyemeyen çocuklar için koşuyor.
Bu küçük meleklerimiz için bir fundraising sayfası da açtı. Yürüyemeyen insanlara gidecek bir yardım sayfası bu. armand@muranoartisans.co m dan bu adresi alabilirsiniz.
Amerika'nın türlü şehirlerinde en zorlu şartlarda en zorlu koşulara katılan Armand'a başarılar diliyorum.