• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Sen de mi Leyla? FİLİZ ÖZKOL

Sen de mi Leyla?

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30 Mayıs 2021, 20:04

Arabesk müzikten hoşlananlar için muhteşem şarkısıdır Ferdi Tayfur'un "Sendemi Leyla" 1983 yılında piyasa çıktığında bayağı ses getirmişti.
Hatta Rahmetli Osman F. Seden acil olarak beyazperdeye aynı isimle uyarlamıştı.
Film ne tür senaryoyla seyirciye sunulmuştu birçoğumuz unutmuştur.
Aradan yıllar geçmesine rağmen çok kullanılan bir sözcük olarak zaman zaman karşımıza çıkmaya devam ediyor. O çok güvenilen kişinin sizi şaşırtan hallerinin beklenmedik sonuçları karşısında elimizde olmadan haykırdığımız bir kelime topluluğudur.
O minnacık cümleye yüklediğimiz anlam yenilir yutulur cins değildir. Hepimizin isimleri çok farklıdır. Ebeveynlerimizin koyduğu adlarla yaşamımızı sürdürmek zorunda kalıyoruz. Birçoğumuz hoşlanmadığımız anlamları taşımak zorunda kalıyoruz. Kadersel döngümüz bizim dışımızda gelişen bir oluşum. İtiraz hakkımız yok. Hayatımıza ait birçok şeyi yıllarca kabullenmek zorunda kalıyoruz.
Yaşam bizim arzularımız dışında şekillenmesine rağmen, her şeyi kendi güç tekelimizin altında gördüğümüzü zannetmemiz, ne büyük bir hata. Ne büyük gaf.

Özrün kabul edildi. Güven reddedildi.
(anonim)

DÜRÜSTLÜK ZOR ZANAAT
En büyük hatamız ise; bizi yanıltacağını belki bildiğimiz veya asla tahmin edemeyeceğimiz kişilerin yarattığı şok üzüntüler.
Yine ufaktan atalarımızı rahmetle analım. "Güvendiğim dağlara kar yağdı" atasözü; yıllar geçse de tahtından inmeyecek. Biz insanoğlu ihanet duygusuna kuruluyuz sanki.
Nedir bizi bu kadar değişime yönlendiren duygu sakatlıklarımız.
Dürüstlük kavramı zor bir zanaat. Başarabilene aşk olsun.
Kimse tuzum kuru demesin. Ballı börekli ilişkilerin sonradan ne hallere geldiği görüyor, duyuyor, yaşıyoruz. Medya dünyası bu tür olaylara çok daha yatkın. Belki olaylar gözler önünde yaşandığı içindir. Yine eski bir atasözü "Kol kırılır yen içinde kalır". Hangi kol, hangi yen dönemindeyiz.
İlişkiler çıkmaz sokağın seremonileri gibi. Şarklı türkülü berberliklerin reklam arası hikayelerinin başı gözü yarma durumlarına nasıl hızlıca geçiş yaptığına alışmaya başladık.

NEDİR GÜVEN DUYGUSU?
Alıştıkça yalnızlaşıyoruz.
Dostluk, arkadaşlık duyguları sağırlaştıkça yüreklerde soğumaya başlıyor. Kalabalıklar içinde yalnızlaşmaya ve daha ötesi sahte dostluklara bile razı olduk. Yeter ki, yalnız kalmayalım. Dünya garip bir drama yaşıyor. Herkes kalabalıklar içinde yalnız ve bu dayatmacılığı ne yazık ki kendi tercihimiz zannediyoruz. Yalancı dünyanın hepimiz sanal kahramanlarıyız.
İnsanda doğuştan güven duygusu arayışı vardır. Birisine inanmanın ne anlama geldiğini herkes kalbinin derinliklerinde hisseder. Güvenilen birinin ihanetinin nasıl bir hayal kırıklığı yaratacağını hepimiz biliriz. Ancak "Güven"in tanımını yapmak çok kolay değildir. Samimiyet ve sahicilik duygusunu yeterince tanımlayamasak da, insan ilişkilerinin temelini bu duygu oluşturur. Güven duygusunun olmadığı hiç bir ilişki yürümez. Bu duygunun varlığı ile dostlukları, evlilik ilişkilerini, ortaklıkları ve iş anlaşmalarını başlatmak mümkün olur. İş hayatında, sosyal hayatta ve özel hayattaki her türlü ilişkinin temelindeki harçtır. Tarihte Roma imparatoru Sezar'ın evlatlığı Brütüs'ün ihaneti ve Ferdi Tayfur'un Sende mi Leyla'sından çevremizde o kadar çok var ki. İsimler farklı olsa da, kadersel davranışlar malesef değişmiyor. Sonuç ne yazık ki güvenden yoksun, egosunu besleyen bir dünya insanı olduk.
Yalansız haftalar dilerim hepinize..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.