• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
La Fontaine’den Masallar FİLİZ ÖZKOL

La Fontaine’den Masallar

filizozkol@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16 Mayıs 2021, 21:05

La Fontaine, tam adıyla Jean De La Fontaine, 1621 ile 1695 yılları arasında yaşamış bir Fransız yazarıdır.
Masalları dilden dile dolaşan bu ünlü yazar, uzun yıllar ormanlık bir bölgede yaşamış. La Fontaine'nin masallarında anlattığı hayvanlar onun için çok önemli olmuştur. Masallarına konu olan hayvanlar, konuşurlar. Bu tür, hayvanların ağzından anlatılan masallara FABL adı verilir. Olaylar şiirsel bir dille anlatılır.

HERKES BİRER KAHRAMAN
Çok etkileyicidirler, öyle ki, sadece çocuklar değil büyükler de severek dinler bu masalları.
Kurnaz tilkiler, kibirli arslanlar, çalışkan karıncılar ve bir dolu sevimli hayvancık La Fontaine`in masallarından bize seslenirler.
Onların öykülerinden her zaman kendimize uygun dersler çıkarabiliriz.
En güzeli de bunu yaparken çok eğleniyor olmamızdır.
Ağustosböceği ile Karınca, Karga ile Tilki, Kurt ile Kuzu, Tavşanla Kaplumbağa gibi... Kıssadan hisse içinde dediğimiz, hikayelerin görünmeyen alt yazılarını anlamak için kahin olmaya da gerek yok. Herkes kendi yaşamının kahramanıdır. Acılarımız, sevinçlerimiz, mutluluklarımız bir fanus içinde sadece kendimize ait olduğunu zannediyor olsak da; her birimizin hikayelerinde saklıyız. Görünmeyen kapılardan geçerek birbirimizin hayatında misafir oluyoruz. Bu hayatın içinde payımıza düşeni yaşıyoruz. Çocuklara anlatılan masallarda sevgi ve huzur vardır. Eğlencelidir, oyalayıcıdır.
Geleceğe ait minik hoş kurgular çocuğun dünyasını ileri yıllara hazırlar. Ne yazık ki çocuklarımızın sonradan yaşayacağı hayal kırıklıklarının müsebbibi yine biz büyükleriz. Büyüklerin romanları, çocukların masallarına inat dramlarla bezenmiştir.

DÜNYA KAOS İÇİNDE
Ağızlarda sakız olan global yaşamın dünyaya ne faydası oldu sorusu karşısında verilecek cevabımız malesef hemen hemen hiç yok diyebiliriz. Kendi hikayemiz içinde kayboluşları yaşarken, kime klavuzluk edebiliriz?
İşte korona fırtınası karşısında yaşadığımız acizlikler. Hayat ve ölüm arasındaki ince çizgilere rağmen, hala kendimizle dalga geçerek yaşamak, hangi insanlık şuursuzluğun bir yansıması diye düşünelim.
La Fontaine günümüzde yaşıyor olsaydı nasıl bir vecizle hikayelerinde dünyanın son durumu yer alacaktı? Akıl almaz olaylar zinciri karşısında "Keşke bir rüya olsa" düşüncesi bile umut verici. Sanki her şey birden kaybolacak. Biz hayal kurmayı, kendimizi masallara inandırmayı seviyoruz nasıl olsa. Virüs, ölüm, aşı, ticaret, ilaç sanayi derken dünyanın geldiği son duruma bakın.

DOĞAYI MAHVEDİYORUZ
Ağızlarımızda bez parçaları ile kapalı mekanlarda sanki hücre hapsindeyiz. Doğu ve batı virüs bahanesiyle ticaret savaşı içindeler.
Ölenler, kimin umurundaki.
İnsanlık kendi tarihini yeniden yazıyor. Dünyanın temizlenmesi birçok dünya güçlerinin işine geliyor. Doğanın, havanın, suların ve toprağın, dengesini ve işlevini bozan insanoğlu bu gerçekliğin ne zaman farkına varacak?. Evet insanlık daha iyi bir dünya hak ediyor ve etmesi gerekir yoksa yaşanılan bunca felaketler, savaşlar, sömürülerin sonunda hiçbir kazanan olmadan ortada kalacağız.
Bu virüs son olmayacak gibi duruyor. İnsanlığın geçmişten ders almadığı gibi geleceği yıkmadan önce fark etmesi gerekir. Dünyanın değeri bilinmeli, doğanın ve doğal dengenin bozulmasının sonuçları iyi incelenmelidir. Bunun gerçekliği bizim var olmadığımız zamandan beri var olduğu unutulmamalıdır.
Şimdi La Fontaine yok. Çocuklara bırakacağımız güzel masallarla dolu bir dünya da yok. Şimdi büyüklerin yazdığı acı bir dram var, ne yazık ki. Sözün bittiği yerde bekliyoruz. Umarım sonsuza dek sürmez...

Her gülmeler ağlamalarda gizlidir (Mevlana)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.