Öncelikle kelime anlamını sorgulayarak başladığımız yazı başlığımızı bir açalım istiyorum. Pandora, Yunan mitolojisinde, tanrılar tarafından kendisine emanet edilmiş, içi yeryüzünde bulunabilecek bütün kötülüklerin doldurulduğu, bir de dünyanın kötülüklerine direnme gücü sağlayan umudun kapatıldığı bir kutunun emanet edildiği meraklı, tedbirsiz, düşüncesiz bir kadını simgelemektedir.
Çünkü kendisine söylenmesine karşın merakını yenemez, bu tehlikeli kutunun kapağını aralar ve tabii bu aralıktan bütün kötülükler dünyaya yayılır. Zavallı Pandora'nın aklı başına gelir ama olan olmuştur. Kutunun kapağını kapatır, içeride yalnız umut kalmıştır.
Dünyanın son döneminde, yaşadığımız hikayenin özü bu. Bu kutuyu kim açtı? Niye açtı? Bizi aşan durumlar. Sonuçta dünyaya bir kötülük pandorası hızla yayılmaya devam ediyor.
DÜŞME KORKUSU
1983 yılına damgasını vuran grup Yeni Türkü'nün Murathan Mungan'ın sözlerini yazdığı Maskeli Balo şarkısının, günümüzle bağdaşması ve ne gariptir ki yıllar sonra sanki "cuk" diye bugünü bekliyor olmasına, aslında hiç şaşırmayalım. Biz başımıza gelenleri fazlasıyla hak ettik. Tüm dünya maske ile dolaşıyor ve zorunlu bir yaşam tekelinin içinde kısıtlı kaldık. Hangimizi böyle bir duyguya mutlulukla bakabiliriz. Fakat, sağlığımız uçurum diplerinde dolaşırken her an aşağıya düşme korkusu içinde, kurtarıcı maskeyi ret etmemiz mümkün değil.
Her şeye rağmen, içimize şeytan kaçmış gibi sağlığımız tehlikeye atacak kadar yasakları delmeye sonsuz bir isteğimiz var.
Gün geçmiyor ki, TV'ler bu tür haberlerle sarsılıyor. Özellikle kapalı ortamlarda gruplaşarak maskeleriyle bile eğlencelerden geri kalmamak neyin kafasıdır diye isyan etmemek elde değil.
"Günah; yasak
olduğu için acı
vermez, acı verici
olduğu için yasaktır."
Goethe
ÖLÜM KALIM SAVAŞI
Dönem filmlerine meraklı olanlar bilir, orta çağ Avrupa burjuvasının maskeli baloları ünlüdür. Bu sahneleri bol bol izledik. Işıltılı ve pırıltılı yılların artık gerilerde kaldığını unutmayalım. Devir sağlık devri.
Ölüm kalım savaşı içindeyken bu durumu eğlenceli hale getirmenin de bir anlamı yok.
İhmalkarlığımızın zararını en çok sağlığımız için mücadele veren sağlık ekiplerimiz görüyor.
Hasta ve doktorun eş zamanlarda gelen vefat haberleri kabul edilecek bir durum değil. Coşkun Sabah'ın bir şarkısının sözleri gibi. "isyanlardayız" arkadaşlar. Yine de suçüstü yakalanmadığımız sürece toplumun cici maskeli çocuklarıyız. Biraz sosyolojik, biraz da psikolojik bir duygu karmaşası yaşattıran "Yasaklara karşı gelme" durumunu uzmanlarımıza sormaya devam edelim. "Yasak" insanın merak duygusunu kamçılayan ve kısıtlanma durumunu ifade eden bir kelime. Konumuzla ilgili olan kısmı ise, insanlar kolaylıkla sahip olacakları şeyleri istemezler. Daha zoru başarmak daha çok tatmin duymayı sağlayacak, ve elde edilemez olana sahip olmayı isteyecektir.
Yine şarkılara konu olan "Yasak Aşk"ların temelinde o çok istediğiniz kişinin size uzak olmasından kaynaklanmıyor mu?
Yakınlaştıkça özelliğini kaybeden hatta hızla uzaklaştığımız duyguların temelinde yine mahrum edilmişlik yatmıyor mu? Unutmayın ki; kişinin özgürlüğü bir başkasının sınırlarını ihlal ettiğiniz zaman bitiyor.
Hep birlikte el ele verelim ve pandoranın kötülüklerine maskelerimizle karşı duralım.
Sağlıklı günler hepimizin olsun.