Dün, 115. doğum gününü kutlayan Yeni Asır, okurlarına muhteşem bir ilave, ne ilavesi başlı başına bir gazete, bir basın tarihi yolculuğu verdi; "Yeni Asır'la 115. Yıl" adıyla...
Tam 124 sayfa...
Türkiye'de bir ilktir bu...
Hem basın tarihinde yaşanmış 115 yılı hem de bir yayın kuruluşu olarak üç asırı görmek...
Kime nasip olmuş?
Düşünebiliyor musunuz sadece Yeni Asır'a, sadece Egelilere özel, muhteşem bir duygu bu.
Bu gazetenin bir neferi olarak yaşadığım gurur ise, bambaşka..
***
Arkadaşlarım gerçekten harika bir ekip çalışması gerçekleştirmiş... Yaklaşık bir aydır, gece gündüz, hatta son iki hafta izinsiz çalıştılar ve "üç asrın tanığını" 124 sayfada topladılar.
Her bir sayfasında, onların emeği, alın teri var.
Başta Genel Yayın Yönetmenimiz Şebnem Bursalı ve bu özel gazetenin yönetmeni Şevket Özçelik ağabeyim olmak üzere, tüm emek verenleri yürekten kutluyorum.
Gazetede adeta "yok" yok. Her sayfası, basın tarihine nefis bir bakış...
***
Yeni Asır'ın ilk kurucusu Abrurrahman Arif'ten, en önemli atılımları gerçekleştiren basın devrimcisi torunu Dinç Bilgin'e... Bir dönem Yeni Asır'ın beyni olan rahmetli Cemil Devrim'den günümüze, yani bugün gazetemizin sahibi olan ve her defasında "Bu gazete benim değil, halkındır, Egeli'nindir. Bu onur hepimizin" diyen Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık ve Turkuvaz Medya Grubu Başkan Yardımcısı Serhat Albayrak'a kadar uzanan inanılmaz bir başarı öyküsü var bu gazetenin her bir satırında...
Yani 115 yıllık gazetecilik kültürü ve dünya tarihi...
***
İçinde Ege var, İzmir var, dünya var, Türkiye var.
Sonra sinema var, televizyon var, fuar var, magazin var, müzik var, politika var, kurtuluş mücadelesi var, birbirinden ilginç öyküler var, iş dünyası var, ülke yönetiminde katkı koyan politikacılar var.
Cumhurbaşkanı var, Başbakan var, parti liderleri var.
Geçmişten bugüne, bu gazetede görev yapmış her gazetecinin, satırlara döktüğü Yeni Asır'la ilgili anıları ve özlemleri de...
Yeni Asır'ı 40 yıl önce, 60 yıl önce hazırlayan kadro ile bugünün genç, dinamik ve çağdaş beyinlerinin aynı gazetede buluşması nerede görülmüş...
Kısaca hayatın her anı, inci gibi işlenmiş bu muhteşem gazetede...
***
Sağolun, varolun.
Atatürk Cumhuriyeti'nin en yakın tanığı 115 yıllık tarih, artık kütüphanemin en nadide köşesinde...
Bugünüme ve geleceğe en güzel armağan olarak...
Önce nikah sonra Çamlık!
Denizli'de yaşadığım dönemde, en çok gitmek istediğim, soluk aldığım tek yer Çamlık'tı...
Denizli'nin Çamlık'ı, gerçekten bir ayrıcalıktır orada yaşayanlar için...
Yemyeşil, sıcacık, sakin bir doğa harikası.
Bence kentin, Pamukkale'den sonra gezilecek, dinlenecek yegane mekanı...
Bu yüzden her ilkbahar ve yaz, piknik ve dinlenme alanıdır Çamlık...
Orada yaşayanlar değerini çok iyi bilir.
Yine Denizli muhabiri arkadaşım Hasan Durna'dan ilginç bir haber geldi, Diyor ki Hasan "Hürol abi biliyor musun, nikahtan sonra Çamlık'a gitmek burada moda oldu."
***
Görüntüye bakar mısınız? Pikniğe gidenler, spor yapanlar, gezintiye çıkanlar ve temiz hava almak isteyenler arasında gelin ve damat...
Hasan anlatıyor; Çamlık'a gelen yeni evli çiftler, gelinlik ve damatlıklarıyla yürüyüş yolunda gezinti yapıyor, hatıra resimleri çektiriyormuş...
Yeni evli çiftlere, "Neden Çamlık" diye sorulduğunda ise yanıt hazır:
"Mutluluğumuzu, bu güzelim doğa dekoruyla bütünleştiriyoruz."
Sözün özü, Çamlık çiftlere mutluluk getiriyormuş...
Her yeni başlangıcı, doğayla yapıyorsa insan, özlem gitgide büyüyor demek ki...
Kime mi? Yeşil dokuya...
Taştan birer cansız siteye dönüşen kent yaşamı ve kutu gibi evler, insanı sıkmaya başladı, işte gerçek bu...
SÖZÜN ÖZÜ
Eğitim, meyvenin kendisi değil, ilgi ağacından meyve toplamaya yarayan bir merdivendir.
Bernard Shaw
Korsan nasıl bitti?
Yazarlar yakındı.
Film yapımcıları yalvar yakar oldu.
Sanatçılar küfretti.
Dediler ki, "Sanata, emeğe saygısızlık etmeyin. Ne korsan satın, ne de alın. Bu düpedüz hırsızlıktır" diye...
Kim dinledi, kimse... Herkes ucuz diye "haldır huldur" aldı.
Korsan satıcılar, resmen köşeyi döndü, emek hırsızlığı onca uyarıya karşın 'Yasal!" oldu.
Müzikte, kitapta, filmde, karanlık bir dönem yaşandı ama bitti.
Nasıl mı?
****
Bu sorunun yanıtını NTV'nin "Hafta Sonu" programına katılan Rapçi Fuat verdi ve bir uyarıda bulundu:
"İnternet, sokaktaki korsanı bitirdi. Ancak hangö şarkıyı istiyorsanız, yasal yollardan indirin. Bunu yasal yollardan yaparsanız, biz de sanatçı olarak telif haklarından yararlanmış oluyoruz. yoksa büyük zarar görürüz."
Evet, Fuat'ın dediği gibi sokaktaki korsan bitti ama bu kez internet hırsızlığı ayyuka çıktı.
Emek verenler için, bir başka mücadele sahası açıldı. Üstelik bu kez işleri daha da zor...