Çocukken oynadığımız bir futbol oyunu vardı. "Çekmeli futbol" derdik. Sanırım hâlâ satılıyor. Sahada çakılı oyuncuları çekerek takım arkadaşınıza pas atar, sonra da kaleye vururdunuz. Buradaki amaç oyuncular çakılı olduğu için pası düzgün atabilmekten geçerdi.
Dün ilk yarı itibariyle Galatasaray'ın oynadığı futbol da tam amlamıyla buydu. Bruma ve Yasin dışında (Hatta bazen onlar da diğerlerine ayak uydurdu) neredeyse herkes çakılı oynuyor, boşa kaçan adam olmadığı için de tehlike yaratma ihtimali ortadan kalkıyordu.
O zaman o oyundaki gibi ayağa düzgün paslar atmak zorundaydınız ki çoğunluk bunda da başarılı olunamadı. Ve her atak ceza sahasına yaklaşmadan eridi gitti. G.Saray ilk 10 dakika sadece sağdan Yasin'le hücum etmeye çalıştı. Ve bu dakikadan sonra gelenek olduğu üzere Yasin ve Bruma yer değişti. Bunun sebebi ise Yasin'le yıpratılan savunmayı Bruma ile etkisiz hale getirmeye çalışmaktı. Ama Bruma da bu bölümde etkisiz olunca bu teori sonuca ulaşmadı. Ve geçen haftaki Trabzon maçına benzer bir görüntü ortaya çıktı. Sneijder'ın olmadığı bir şablonda Josue'yi de kenarda tutuyorsanız (Son 7 dakika oynadı) kanatlardan başka şansınız kalmıyor. Ve bu sistemde oyunun seyrini değiştirebilmek için tek bir adamın meziyetleri ön plana çıkıyor. Yani Bruma'nın.
İkinci yarıda daha istekli gözüken Portekizli yıldız yine kişisel çabalarıyla tabelayı değiştirerek takımının çok önemli bir virajı dönmesini sağladı. Ancak geçen hafta dediğimiz gibi sadece Bruma ile bu iş olmaz.
Takımın diğer yıldızlarının da devreye girmesi lazım. Sözün özü, sezon başındaki Galatasaray ile şimdiki Galatasaray arasındaki fark ise şu. Takım o zaman birbirine daha yakın oynayıp pas trafiği ile rakibin dengesini bozuyordu. Şimdi ise daha çabuk sonuca gitmek için uzun pasları tercih eden, dolayısıyla çok fazla top kaptıran ve Eren ile Podolski'yi kullanamayan bir görüntü hakim. Bu durum acil terk edilmeli. Çünkü Bruma'nın da yetmediği anlar da olacaktır.
