Siz gittikçe ıslanıp duruyor formalar. Sadece terden de değil, daha çok ağıttan.
Elimizde kalan hüzünlü kağıttan.
Bir veda mektubu tutuşturuluyor elimize. Yolcunun adı yakıyor.
Ve kalabalık bir grup kafalarını sallayıp ardından bakıyor. Son 20 yılda ne çok an var böylesi hatırladığımız.
Arşivdeki resimlerimizdeki simalar değişik ama üzerlerindeki renkler tanıdık. Mazilerindeki ihtişam sayfalar arasında duruyor. O günlerden uzaklaştıkça yaşananlar ardı ardına tokadını vuruyor.
YER DEĞİŞTİRİYOR
Şehrin üstündeki kara bulutlar yer değiştiriyor sadece. Bazen çarşıda, bazen karşıda. Bazen Yalı'da, bazen Alsancak'ta. Dolanıp duruyor sürekli. Elbet buna bir son vermek gerekli. Ama olmuyor.
Uyarılar kulak arkası. Cümleler iki kulak arası. Bir kulaktan diğerine transit geçiş. Sonunda da genelde hep aynı sonu seçiş.
Daha Ekim'de, onuncu ayın onunda... Hatta yine bu sütunda...
Karşıyaka'nın durumunu yazarken "Karşı olmak lazım" demişim. "Asıl şimdi Karşıyakalı olmak lazım. Tüm bu yaşananlara karşı olmak lazım" diye iç geçirmişim.
Sonuna da Tahir Baba'nın dilinden düşmeyen o marşı eklemişim. "Kalmasın kalbinde acı bir sızı/Ufkunda sallansın yeşil kırmızı." "Gelmeyecek bir gideni, olmayacak bir nedeni beklediniz mi hiç?" demiş ya Özdemir Asaf.
Tam da öylesi. Olmayacağını bile bile bağırdık sanki. Şimdilerde cumartesi günü stattan gelen resimlere bakarken yine iç çekiyor insan. Çünkü o gün kullandığımız da bire bir aynı lisan.
GÖZ GÖRE GÖRE
Tribündeki de sahadaki de çimlere bakıyor. Çimler mi suçlu, değil. Herkes biliyor sebebini.
"Göz göre göre" diye tabir var ya hani. Tam da öylesi. Halbuki gözyaşlarının görünen kadar belli olmaz gölgesi. Dıştan çok içe akar.
Yürek yakar. Yaşayan bilir ki hepsi de yaşadı aslında. Göztepe, İzmirspor, Altay, Altınordu... Şimdi de Karşıyaka. Ve tehlike hattında bir aday daha, Buca.
ACININ YÜKÜ
Siz gittikçe ıslanıp duruyor formalar. Sadece terden de değil, daha çok ağıttan. Elimizde kalan hüzünlü kağıttan. Bir veda mektubu tutuşturuluyor elimize. Yolcunun adı yakıyor. Ve kalabalık bir grup kafalarını sallayıp ardından bakıyor. Bazen doğrulmak için acının yükünü sırtlanmak gerekir.
Şimdi Karşıyakalı bu yükü sırtına alıp bakacak önüne. Halatını savurup hedefine öyle bir tutunmalı ki bir daha bulaşmasın kördüğüme.