Had bilme, insanlıktan nasibini alma, geçtiğimiz perşembeden itibaren ana gündemimiz oldu.
Ve tabi aile eğitiminin önemini de bir kere daha gördük...
Malumunuz Aksaray'da veliler ayaklandı.
Onlar ayaklandı, insanlık utandı...
Velilerin istekleri otizmli çocukların sınıflarının kapatılması. Çocukların başka bir okulda eğitim görmeleri, belki de hiç okula gitmemeleri... Otistik çocukların da her çocuk gibi eğitime hakkı olduğunu unutarak...
O VELİLERE MEKTUP
Otizmli ya da özel eğitim ihtiyacı olan çocukları okullarda istemeyen anne babalara sormak lazım: Çocuklarınızı hayata hazırlıyorsunuz. Bunun için elinizden geleni yapıp, en iyi eğitimleri almalarını sağlıyorsunuz. Ancak düştüğünüz en büyük yanılgı, hayatı iş başarısından okulu da akademik başarıdan ibaret görmeniz. En iyi geleceği sınav başarısı ile ilişkilendirip, okul hayatını akademik odaklı yaşamanız, yaşatmanız... Halbuki, sosyal beceriler dolayısıyla da insani özelliklerin gelişmesi mutlu ve aydınlık bir toplum için eğitimin en önemli amacı olmalıdır.
Akademik başarı da sonrasında çok daha kolay olacaktır...
Aksi takdirde; bencil, takım çalışmasını beceremeyen, iletişim kuramayan, empati yeteneğinden yoksun bir çocuğu deha seviyesinde bile olsa, ileride iş hayatında nerede görürdünüz?
Yönetici olabilir mi mesela? Hasbelkader olsa da, doğru organizsyonla, düzgün ilişkilerle hem işyeri huzurunu sağlayıp hem de verimi arttırabilir mi?
Yani konumunu daha da önemlisi rezil olmadan itibarını koruyabilir mi?
Malumunuz, çeşitli iletişim teknikleri, okullarda ve ailede öğrenilip kazanılır. Sadece yürekten çıkan sözcükler kalpleri kazanır. O yürekteki sevgi kadar etkileyicidir kelimeler, sadece o oranda dokunabilir başka kalplere. O yüzden sizin kendi çocuklarınıza ektiğiniz sevgi ya da nefret tohumları çok önemli.
Eğitime sizin çocuğunuzdan daha çok ihtiyacı olan o öğrencileri ve ailelerini üzdüğünüz; bencilce yaklaşımlarınız ile zaten zor olan hayatlarını daha da zorlaştırdığınız için vicdanlarınız rahatsız olmuyor ise de, belki kendi çocuklarınıza ektiğiniz nefret tohumları ile yaptığınız kötülüğü fak eder; doğru örnek teşkil edememenin acısını yaşarsınız. Ya da evlatlarınıza yaşattığınız utancın ağırlığını...
Anayasamızın 42. maddesi, hiçbir bireyin eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağını söyler...
Ayrıca çocuk hakları bildirgesinin 5. ilkesi de, fiziksel, zihnsel ya da sosyal bakımdan özürlü çocuğa gerekli tedavi, bakım ve eğitim sağlanmalıdır der.
Ama elbette asıl önemli olan vicdanların ne söylediği... Her çocuk gibi otizmli çocuğun da eğitime ihtiyacı varken, onun da hakkı yasalarla korunurken.
OTİZM ARTIYOR
İstatistikler otizmli öğrencilerin sayısının her geçen gün arttığını gösteriyor.
2018 verilerine göre okul çağı çocuklarında otizm oranı iki yılda yüzde onbeş artış gösterdi. Yani bu çocukları daha sık görmeye başlayacağız.
Otizmli öğrenciler için politikalar tekrar gözden geçirilip, hak ettikleri eğitimin verilebilmesi adına gerekli önlemlerin alınması büyük önem arz etmektedir.
Toplumumuzu üzen ve Türk halkının temel özelliklerine yakışmayan bu talihsiz acı olay, farkındalığı arttırıp, halkımızın bu konuda bilinçlenmesini bir nebze olsun sağlayabilirse, toplum vicdanı az da olsa rahatlayacaktır.