• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Çocuklar çocuk olsa ARZU GÜNAYDIN

Çocuklar çocuk olsa

arzu.gunaydın@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21 Şubat 2020, 22:10

Bir dünya hayal edin... Annelerin kaygısız, rahat; çocukların özgür olduğu... Sokaklarda oyunların oynandığı, arkadaş ziyaretlerine gidilen... Sınav baskısından uzak, stressiz, mutlu yaşamlara sahip çocukların hayaller kurduğu.
Kurdukları hayaller ile yaratıcılıklarını birleştiren çocukların daha yaşanır bir dünya için emek harcadığı...
Hem de zorlanmadan, keyif alarak, isteyerek... Ne de olsa, hepsi yetenekleri doğrultusunda değerlendirilmiş, bu yüzden özgüvenlerini de geliştirmişler bu dünyada... Annelerin ise hem kendilerini hem çocuklarını baskı altına sokmadıkları, o kurstan bu kursa koşmadıkları için, kendilerine de vakit ayırabildikleri... Haliyle mutlu oldukları. Anne mutlu olunca ailenin de huzur dolduğu. Doğal yaşamın içinde çocukların problem çözme becerisi geliştirdiği.


DOĞALLIK
Her şey doğal bu dünyada...
Kutlamalar bile... Öyle abartılı süslemeler, organizasyonlar yok mesela doğum günlerinde. Çocuğa değer verildiği için orada toplanılmış ve hiçbir gösteriş unsuru çocuğun önüne geçmiyor. Neşeli bir doğum günü şarkısı hep bir ağızdan söyleniyor mesela, küçük bir pasta kesiliyor ve sonrasında çocuklar oyunlarına anneler sohbetlerine dalıyor. Abartısız, samimi yani... Çocuklarını ya da kendilerini ispatlama derdinde değiller... Bu yüzden kullanılamıyor da bu çocuklar. Zarar da görmüyorlar tabi. Herkes ihtiyaç duyduğu eğitimi alıyor bu dünyada.
Çok moda olan deyişle, balıklar uçmaya, kuşlar yüzmeye zorlanmıyor.
Eğitimde de tüm sistem doğala uygun ve doğal akışında... Okullar arasında büyük farklar da yok. Hepsi en iyisi...
Okul seçimlerinde ise öğretmenlere güveniliyor. Hepsi işinin ehli ve doğru yönlendiriyor çünkü. Verdikleri güven ile aileler de rahat...


GÜNÜMÜZDE İSE
Gerçek dünyaya döndüğümüzde ise maalesef çocuklarımız mutlu değil.
Nasıl olsunlar? Kıyasıya bir yarış içindeler... Bu yarış sadece okulda da değil üstelik. Birçok alanda ek eğitim alan yavrucaklar; akademik alanlar dışında müzik ve sporda da kendilerini kanıtlamak zorunda. En keyifli olması gereken alanlarda da kıyasıya rekabet var yani. Bitmeyen baş ağrıları, karın krampları, kusmalar daha bir çok psikolojik hastalıklarla kıvranıyorlar...
Geri kalan kısıtlı zamanda da sıkı kurallara uymak zorundalar...
Çünkü toplum sanki hiç çocuk yokmuş gibi dizayn edilmiş. Maalesef, büyüdükçe de kurtulamayacaklar bu yarıştan. Okul rekabetinin ardından iş dünyasının acımasızlığı ile uğraşacaklar. Mutlu çocuklukla atılacak sağlam temellerin eksikliği daha da zorlaştıracak gibi görünüyor üstelik yetişkinlik sorunlarını.
Oyun oynayamayan çocuklara bu dünyayı emanet edeceğiz gelecekte.
Üstelik onların çocuklukları kadar bizim en verimli dönemlerimiz de kaybolmuş olacak ideal ebeveynlik peşinde koşup tüm mesaimizi bu işe harcarken.
GEREKSİZ BASKILAR
Rekabet ve hırs dolu bu dünyada gerçekten onlara ve kendimize sunmak istediğimiz hayat bu mu?
İlgili ebeveynlik gereksiz baskılar altında ezilmek anlamına mı geliyor?
İşi uzmanlarına bırakmak en büyük profesyonellik değil mi aslında?
Okulu eğitimcilere bırakıp bizim de ebeveynliğimize yoğunlaşmamız hem kendimize hem çocuklara hem de topluma büyük iyilik olmaz mıydı?
Özetle cehennemin yollarını iyi niyet taşlarıyla döşemeyi bıraksak da, hayal ettiğimiz çocukların çocuk olduğu dünyaya kavuşsak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.