Türkçe neden önemli?
Bakanlığın Türkçe dersi ile ilgili aldığı karar geçtiğimiz hafta eğitimin önemli gündem maddelerinden biriydi. Hepimiz görüyoruz ki, çocuklar bilmediğimiz bir dil ile iletişim kuruyor.
Ancak şunu da belitmekte fayda var:
Ergenlerin hatta çocukların kendi dillerini oluşturmaları yeni değil.
Gençler ve çocukların kendi aralarında söyledikleri, büyüklere anlamsız gelen kalıplar hep oldu.
Günümüzde de ergenler mesela, 'bro'ları ya da 'sista' ları ile zirvanaya çıkabiliyorlar...
Yani kardeş gibi gördükleri erkek ya da kız arkadaşları ile zırvalamanın nirvanasına ulaşabiliyorlar. Ama her zaman öyle güllük gülistanlık değil hayatları...Bazen atarlanıp birbirlerine, 'Sen neyin kafasını yaşıyorsun?' diyebiliyorlar. Sonra anlıyorlar ki taraflardan biri ya da her ikisi, fazla duyar kasmış...
Neyse ki olayı çok büyütmemek için birbirlerinin gönderilerini favlayıp, iletişim kanallarını tekrar açıyorlar. Ama bazen işler o kadar yolunda gitmiyor, sonrasında iş stalklamaya varabiliyor. Stalklayan kişi fark edilirse, hemen ezik kategorisine sokuluyor.
Bir yorumda da onun için lol (sesli güldüm) ibaresi eklenerek dalga geçilebiliyor ...
Dedik ya, anlayabilmek için sözlüğe ihtiyaç duysak da, ergenlerin farklı bir dil oluşturması çok da tehlikeli bir durum değil.
Nasılsa geçecek... Hangimiz hala 'herıld yani diyoruz' değil mi?
BİLGİYE ULAŞMAK KOLAY
Tehlikeli olan Türkçe'nin zenginliğini kaçırmaları. Bu yaşlarda, Türkçe'nin inceliklerini öğrenip sevmeye başlamayan, kendini doğru ifade etmeyi öğrenmeyen, dil gelişimleri eksik kalan çocukların çekecekleri zorluklar..
Bilindiği üzere, öncelikle ana dilimizde düşünür, fikir üretiriz. Hep bu köşede vurguladık, her şeyin ama her şeyin hızla tüketildiği günümüzde, bilgiye ulaşmanın kolaylığı da eklenince, zihinde yer etmeyen bu bilgiler çabucak hafızalardan silinmekte; yeni fikirlere yol açamamakta... Hele de, kelime hazinesi düşük, yetersiz anadilimiz varsa; düşünme kapasitemiz daha da daralmakta.
İşe yarayacak, insan olduğumuzu hissettirecek, yeni ufuklar açacak gerçek duygu ve düşünceler dilin ince ara sokaklarında, bazen de dolambaçlı yollarında gizli. Türkçe'ye hakim olan çocuk hiç kuşkusuz anlama ve anlatma yeteneğini de geliştirecek. Anlama yeteneği gelişmiş öğrencinin başarısının tüm derslerde artacağına şüphe yok.
DİLİMİZLE VAR OLURUZ
Kendini anlatan, doğru ifade edebilen çocuk ise hem özgüvenini geliştirecek hem de iletişim kazalarından korunacak.
Daha çok bilimsel fikirin ortaya çıkması, akademik çalışmaların ilerlemesi, yabancı dilin kolayca öğrenilmesi, matematik başarısının artması, edebi zevkin gelişmesi de hep ana dile hakimiyetle orantılı. Ayrıca, ana dili toplum içindeki bağları da güçlendirir. Toplumsal ve kişisel gelişimi etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Dünya görüşümüz de yine ana dilimiz ile şekillenir.
Dünyayı, yaşamı, insanı, değerleri ve daha nicelerini ifade edişimiz de... Özetle dilimiz ile var oluruz..
'Değil mi ki;
Kavuşmalarımız topal, Ayrılıklarımız koşar adım' diyen Cahit Zarifoğlu'nun naifliği;
'Her gün aklımdan geçiyorsun, İnsan bir selam verir' diyerek seslenen Aşık Veysel'in duruluğu;
'Yaprak ağaçtan sıkılmıştı bahar bahaneydi' dizesindeki Necip Fazıl Kısakürek'in netliği ve daha bir çoğu ile tanışmalı öğrenciler...
Dilin gücünü görmeli... O gücün kendi ruhlarında, zihinlerindeki etkilerini fark etmeli...
Fark etsinler ki, kötü sözler ile yeni dil yarelerine sebebiyet vermesinler... Onların sözleri baş kestirmesin; ağulu aşı yağ ile bal eylesin...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.