Özellikle pandemi döneminde gördük ki, okullar olmadan olmuyor.
Teknolojinin tüm hayatımızı etkilediği şu günlerde dahi, insanın insana olan ihtiyacı hiç eksilmiyor. Kalpten kalbe giden yolları oluşturmak, sağlamlaştırmak ise yüz yüze görüşmekle mümkün, hatta dokunmakla, kucaklaşmakla, bazen de belki kavga etmekle...
İlber hocanın söylediği gibi, okulda çocuk etrafı denetlemeyi, etrafa bakmayı öğrenir.
Öğrenmek yetmez, toplum içinde öğrenmek gerekir. Aslında hayatın kendisi bir okul...
Yaşamın içinde yer almak, başka hayatlara tanık olmak ise en büyük okul. Bir başka deyişle, sosyal ortamların sağlanabileceği okullarımız hayattan kopuk olmamalı.
CEZALARIN ÖNÜ KESİLECEK
4 Eylül'de birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıfların uyum haftası ile eğitim öğretime başlayan okullar, 11 Eylül'de tüm öğrencilere kapılarını açacak. Eğitim öğretim sezonu öncesi Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin umut verici açıklamalarda bulundu.
Öğrencilerin cep telefonlarını okullarında kullanmayacağını, okul müdürlüklerinin gerekli önlemleri aldığını açıkladı mesela.
Önce bir anne, sonra da eğitimci olarak çok sevindim bu karara. Çocuklarımız ekrandan başını kaldırıp arkadaşının yüzüne bakacak artık. Konuşacak, sohbet edecek.
Karşısındakinin duygularını okuyabilecek, hatta ilgilenecek. Yani sosyalleşecek. Zaten sayın bakan da, sosyalleşmeye verdiği önemi defalarca vurguladı röportajında.
İnsan insana şifadır. Çocuklarımız bu sayede fabrika ayarlarına dönüp şifalanacaklar belki de. Çünkü, sürekli ekran başında olmak hiç de sağlıklı bir durum değil. Üstelik istenmeyen görüntülerin sosyal medyaya düşmesinin ve bu sayede displin cezalarının da önüne geçilecek.
GELİŞİMLERİNE BÜYÜK KATKI
Teknoloji bağımlılığının beraberinde obeziteyi de tetiklediğini vurgulayan Milli Eğitim bakanı, okulların imkanlarının el verdiği sürece her sabah egzersiz yapılacağını da duyurdu. Bilgisayar başında geçen saatlerin dolayısıyla da hareketsizliğin gittikçe arttığı günümüzde çok önemli bir adım bu. Güne egzersizle başlamak, gün içindeki hareketliliği de artıracaktır. Ayrıca, okullarda yapılan ve yapılmaya devam eden oyun bahçeleri de hareket imkanlarını çoğaltacak çocuklarımızın.
Bu bahçelerde oynamak istedikleri geleneksel oyunları da EBA'dan öğrenebilecekler.
Çocukların hem kültürel hem de fiziksel ve ruhsal gelişimlerine büyük katkı sağlanacak bu sayede.
VELİLERE RANDEVU SİSTEMİ
Her fırsatta öğretmenlerin bakanlık ekibinin önemli bir parçası olduğunu belirten bakan, öğretmen ihtiyacından da bahsetti.
Normların güncellenen müfredata göre sürekli değiştiğini, şu anki ihtiyacın 68.000 öğretmen olduğunu söyledi. Ardından gelen müjde ise atama bekleyen öğretmenler içindi. Ekim sonunda branş bazlı atama takvimi ilan edilecek ve bahar yarıyılında yeni öğretmenler Milli Eğitim ailesine katılacak.
Öğretmenin yükünden de bahseden bakan, velinin de üstüne düşen görevi yapmasının gerekliliğini vurguladı.
Anne baba olmanın, çocukla ilgilenmenin önemini hatırlamalı. Ebeveynin vereceği eğitimin gerekliliğini de. Tüm toplumsal roller öğretmene yüklenmeye başladı özetle son yıllarda. Öğretmenin en önemli sorunlarından birisi olan rol karmaşasına, belki de ilk değinen bakan oldu Yusuf Tekin.
Bir diğer gelişme, veliler artık okullara randevu ile gelecekler. Tıpkı Batı ülkelerinde olduğu gibi. Bu da okullara ayrı bir düzen getirecek, veli-öğretmen görüşmeleri daha verimli hale gelecek.
Yeni eğitim öğretim yılı başlarken daha da umutluyuz.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin'in söylediği ve hedeflediği gibi bakanlığın daha da dinamik hale geleceğini, saha ile entegrasyonun arttırılacağını gördükçe mutlu oluyor; Öğretmen, veli, STK'lar ile birlikte bakanımızın davet ettiği eğitim seferberliğine dahil olmanın heyecanını yaşıyoruz.
Yeni eğitim öğretim yılı hayırlı olsun..
