Partnerim 10 yıl önce, daha o hayatımda bile yokken, başka birine yazdığım bir aşk mektubunu gördü. Onunla neden bu kadar uzun süre birlikte olmuşum, anlamıyordu.
-İş arkadaşımın neden içinde ben olmadan seyahat planları yapamadığını da anlamıyordu.
-Ben ise Cumartesi gecesi benimle dışarı çıkamamasının nedenini anlamıyordum. Başka ne yapacaktı ki?
-Çocukluğumdan tanıdığım bir erkek arkadaşımla neden hala Facebook'ta arkadaş olduğumu hiç anlamıyordu.
-Ben ise eski sevgilisiyle hala neden illa bir "kapanışa" ihtiyacı olduğunu düşündüğünü anlamıyordum.
Çokça yaşadıklarımızdan birkaçı...
İKİ AYRI İNSAN
Verdiğimiz tepkiler öğrendiklerimize, deneyimlediklerimize, hislerimize ve inançlarımıza dayanıyor aslında. Şöyle bir örnekle anlatacağım. Bazen küçücük bir konudur ama anlaşılmadığınızı düşünürsünüz yani hani. O kadar üzgünsünüzdür ki anlatsam anlar mıydın içimden taşanları diye gözlerinizle haykırırsınız adeta.
Ama verdiğiniz bu duygusal tepki karşısında hayatınızın baş köşesine oturttuğunuz insanda tık yoktur. Öylece donup kalır.
Bu noktada şunu düşünelim.
Aslında yapmadığı için değil, yapamadığı için belki de... Bir zamanlar başkası ile yaşadığı kötü bir deneyim yüzünden...
Aslında siz ve eski yaşadığı deneyim iki ayrı insan, iki farklı karakter mutlaka. Ama o bunu yaşarken, olayın içindeyken ayırt edemiyor, çünkü kadınların hepsi için aynı düşünceye ve genellemeye sahip. Her kadının farklı olduğunu ihtiyaçlarının da farklı olabileceğini düşünemiyor açıkçası. Aslında sizin tek istediğiniz sadece kocaman bir kucaklama iken... Bu arada siz üzülmeye devam ediyorsunuz.
İhtiyaçlarınızın karşılanmadığını düşünüyor öfkeleniyorsunuz.
İlişkiler aslında bir başkasını öğrenmeye çalışırken kendimizi de öğrenmemiz için bir fırsat.
Ancak ilişkide iki kişinin olduğu ve her ikisinin de farklı ihtiyaçları olduğunu unutmamak ne kadar önemliyse, bunları açık bir iletişimle ifade edebilmek de o kadar önemli. Bazen ilişkileri kurtaran tek şey açık ve net ifadelerdir. Ama bazen de neye ihtiyacımız olduğunu zaten söylediysek ve o hala önemsemiyosa, o zaman mesele farklı olur. Eğer istemiyorsa veya şu anda bunu yapamıyorsa, belki de hayatındaki insanın kendisi için ne kadar önemli olduğunu yeniden düşünmesi gerekmekte.
Özellikle de bu durum beraberliği bozabilecek, ilişkinin sonunu getirebilecek kadar önemliyse.
Ancak ben iletişimin öğrenilebilir olduğunu düşünenlerdenim.
Her birimizin duygusal ihtiyaçlara sahip olma hakkı var ve bu durum bizi zayıf yapmıyor.
Bu kavram, bir duyguya muhtaç olmak gibi bişey değil çünkü.
Adı üzerinde tatmin edildiğinde mutluluk ve tatmin duygusu bırakan, tatmin edilmediğinde ise mutsuzluk ve hayal kırıklığı duygusu bırakan bir istek. Ve tabiki de duygusal ihtiyaçlarımız diğerlerinden farklı. Duygusal ihtiyaçlarınızı sorgulayın.
Gerçekten ne zaman kendiniz olabildiniz? Şu anki partneriniz beklentilerinizin tamamına cevap verebiliyor mu? Özellikle de kendinizi en çok kendiniz gibi hissettiğiniz zamanlarda. Biraz farklı olduğunuzu hissedebilen ve gerçekten iyi olup olmadığınızı sorabilen biri mi? Önce arkadaş olmayı ya da olabilmeyi düşüneceğiniz biri mi?
İlişkilerde ihtiyaçlarınızı iletmek ve ortada buluşmanın yollarını tartışmak için bazen biraz daha fazla çaba sarf etmek gerekebilir.
Bu yüzden önce kendimizi tanımamız, gerçekten neye önem verdiğimizi anlayıp, hayatımızdaki kişinin bu hedeflere ulaşıp ulaşmadığına bakmamız gerekiyor. Bu durum, caddede yürürken her zaman elimizi tutacak birine ihtiyacımız olması gibi bir şey olsa bile.
Aşk ilişkilerinde zamanla sevgimiz arttıkça, ilişkimiz yoğunlaşıp gelişmeye başladıkça, aradaki bağ güçlendiği oranda yavaş yavaş beklentilerimiz de ortaya çıkmaya başlıyor. Böyle bir süreç var ve bu süreç bilinçsiz bir şekilde gelişiyor. Kontrol edemediğimiz bir duygu... Ve beklentilerimiz karşılanmadığında, en küçük durumlarda bile incinmiş hissedebiliyoruz. Hepimizin ihtiyaçları var ve bunların bir ilişki bağlamında karşılanması önemli. Karşılanmayan ihtiyaçlar beynimizde zamanla yerleşip iltihap toplamaya başlıyor ve sonra bir şekilde çözüme gidebilmek için bağıra bağıra baskı yapıyorlar. Nasıl mı? iğneleyici yorumlarla, eleştiri ya da araya konulan mesafeler ile...
Mutlaka kimse ile her zaman aynı fikirde olmayacağız - ve bu bir sorun da değil - ancak önemli şeyler için sonuna kadar adil bir şekilde savaşabilmek, ilişkilerin uzun ömürlü olması için kritik bir öneme sahip. Tam da bu noktada çekişmeler başlıyor çoğu zaman. Hayatımızdaki insana ne kadar incindiğimizi aktarıyor, onlardan bize karşı farklı, daha iyi olmalarını beklediğimizi onları önemsediğimiz kadar onların da bizi önemsemelerini umduğumuzu bildiriyoruz.
Bunun nedeni onların bizim için farklı olmaları, önem arz etmeleri. Çünkü sevdiklerimizle aramızdaki şey, paylaştığımız duygusal bağ. Gerçek aşka dayalı bir ilişkide çekişmelerin sağlıklı olduğu bilinen bir gerçek...
Ama yine de, sadece tartışmak için tartışmak ne akıllıca ne de sağlıklı bir işaret.
Tartışmalar bahçemizdeki biriken yabancı otları kökünden söküp atmaya, anlayışın, olumlu bağın ve güvenin büyüyebileceği zengin bir ilişki toprağı için zemin hazırlamaya yardımcı olur. Etkili bir şekilde inceleyince, ilişkimizin farklılıklarla, zor hislerle ve zor zamanlarla başa çıkabileceğine dair sadece umudumuz değil bilgimiz de olur; böylece güçlü kalabiliriz. Çünkü bilmek herşeydir.
Seni önemsiyorum demenin başka bir yolu gibidir tartışmak.
Ancak bunu yaparken, daha iyi hissetmek için tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu tanımlayabilmek gerek. Sevdiğimiz insanın da ihtiyaçlarını bilmesine yardımcı olabilir, onun sorumluluğunu alabiliriz. "Benim kendim olmama izin ver!" demek yerine "Bir dahaki sefere fikirlerime katılmadığında lütfen açıklamamı iste. Bana ne düşündüğünü özellikle de diğer insanların önünde söyleme" gibi açık sözlerle ifade edebiliriz.
İLİŞKİLER
Etkili ve saygılı bir şekilde nasıl tartışacağımızı öğrenmemiz gerek. Birbirimiz hakkında daha fazla şey öğrenmek, sınırları korumak ve ilişkinin uzun vadeli sağlığını etkileyebilecek sorunları çözmek için bir yol olabilir. Eğer bu size garip geliyorsa, yakınlığı anlamıyorsunuz demektir. Yakın ilişkilerde çatışma kaçınılmaz olmakla kalmaz, aynı zamanda olmazsa olmazdır. Yakınlık, farklılıkları olan insanları birbirine bağlar. Bu farklılıkların etrafına sınırlar çizer ve böylece her iki tarafın da diğeriyle güvende hissettiği bir mekanizma oluşur.
Elbette duygularınız hakkında dürüst konuşmalar yapmaya başladığınızda söylenenler her zaman duymak istediğiniz şey olmayabilir, ancak bu gerçek, samimi ilişkilere sahip olmanın bedelidir de - birini tanımak ve gerçekte olduğumuz kişi olarak bilinmek önemlidir. Bazen hayatımızda bize en yakın olan kişinin söyleyeceklerini gerçekten duymak istemeyiz ya hani. Bunun çok acı vereciğini düşünürüz. O zaman yakınlık şansı da kaybolur ve ilişkimiz bahaneler inkarlar içinde yavaşça yok olur. Bu yüzden çatışmaların nadir ve kötü değil, kaçınılmaz ve potansiyel olarak olumlu bir güç olduğunu tam olarak anlamalıyız. Özetle birini seviyorsanız, onunla nasıl kavga edeceğinizi öğrenin!