Bugün gazetede kendi aramızda minik bir yılbaşı partisi yaptık. İzmir'in eğlence deyince akla gelen ilk ismi Mikrop Hikmet de bize katıldı. Eğlence arasında söylediği ikinci şarkı beni bambaşka yerlere götürdü... "Sev, çünkü sevmek en kolay" sözleri gözümün önünde soru işaretlerinin uçuşmasına sebep oldu. Gerçekten "Sevmek en kolay mı"ydı? Sevmek gerçekten kolay olsaydı sevgi adına bu kadar cinayet işlenir miydi? Kadınlar öldürülür müydü? Sevmek en kolay da peki sevmeyi bilmek kolay mı?
BÜYÜK ZARAR VERİYORUZ
En büyük zararı en çok sevdiğimizi iddia ettiğimiz kişilere vermiyor muyuz? Nazımız geçiyor diye en çok anne babamızı üzmüyor muyuz? Sevdiğimiz için çocuklarımızı aşırı korumacı büyütüp, yaşam becerilerini köreltmiyor muyuz? Sevdiğimiz için kara toprağa göndermiyor muyuz eşimizi, sevgilimiz? Ya da kıskançlık adı altında özgürlüğünü kısıtlamıyor muyuz?
HEMEN UZAKLAŞIN ORADAN
Şarkının devamında anlatıyor aslında sevmek için ne yapmamız gerektiğini "Ne bir kürk ister bu şen gönlüm /Ne bir han ne de saray, lalalay la la lalay/ Ye iç eğlen çok kısa ömrün... Evet hayat çok kısa... Hanlar, hamamlar, saraylar hep burada kalacak. Kimse yanında bir şey götüremeyecek. Sevmek gerçekten kolay ama zorlaştıran bizleriz. Egolarımız, kıskançlıklarımız, güvensizliğimiz... Sevmeyi becerememenin özünde ise kendini sevmeyi bilmemek yatıyor. Çünkü kendini sevmeyen, sevemeyen başkasını da sevmeyi bilemiyor. Bu yüzden "Seni canımdan çok seviyorum" diyenden hemen uzaklaşın derim. Özellikle kız çocuklarına, genç kızlara bu tavsiyem. Kimsenin sizi canından çok sevmesine izin vermeyin, siz de kimseyi canınızdan çok sevmeyin. Sevgisini, sevgiyle göstermeyi bilen insanları alın hayatınıza ki, "Hayat bayram olsun".