Bazen kendinizi anlatamadığınızı ve çaresizce çırpındığınızı hissettiğiniz durumlar oluyor mu? Bir şeyi, ne kadar iyi anlatırsanız anlatın, anlattıklarınızın aslında sizinle ilgili olmadığını ben yeni fark ediyorum. Evet Amerika'yı yeniden keşfetmiyorum. Bu konuyla ilgili ünlü düşünürlerin yüzyıllar önce söylediği sözlerden haberim var.
Ama işte onların söylediğini benim ne zaman anladığım önemli! Demek ki ben de o sözleri anlayabilecek kapasiteye anca gelmişim.
İLK BEN KEŞFETMİŞİM GİBİ
Özellikle köşe yazmaya başladıktan sonra bunu daha fazla hisseder oldum.
Bazı insanlar beni sadece bu köşeden tanıyor. Gelen eleştiri ya da övgülere bakıyorum.
Bazen yazdıklarımın ne kadar farklı anlaşıldığını görmek beni bile şaşırtıyor.
"Allah Allah Türkçe'yi bu kadar kötü kullanıyor olsam yıllardır editör olarak görev yapamazdım" diye düşünürken kafamda bir ampul yanıyor.
Sanki ilk kez ben keşfetmişim gibi "Evet ya, benim anlattığım değil, karşımdakinin ne anladığı önemli!" diye bağırıyorum içimden.
CANLANAN GÖRÜNTÜ AYNI MI?
İnsanlar arkadaşlarını seçerken de buna göre yol çiziyor. Mesela çocukluk arkadaşları... Biriyle yollarınız tamamen ayrılır ama diğeriyle çok sık görüşemesen de hep bıraktığın yerden devam edersin.
İkisiyle de ortak bir geçmişe sahipsindir.
Peki neden o halde bazılarıyla tamamen bağın kopar da bazılarını görmeye devam edersin? Çünkü diğeriyle hayata baktığınız pencereler farklılaşmıştır.
Sen "masa" dersin ama sen "masa" dediğinde onun zihninde canlanan şey "komidin"dir... Bu noktada sonuç ya kavgadır ya da sessizce hayatından çıkarmaktır. Tam tersi de mümkün. Bir zamanlar hiç sevmediğin birini yıllar sonra çok sevebilirsin. Çünkü 'masa'nın ne olduğunu anladığını görür ve şaşırırsın!
DİLİM DÖNDÜĞÜNCE!
Özellikle tanımadığın ve seni tanımayan kişilere bir şeyler anlatmak oldukça riskli. Ünlü düşünürler ve sanatçıların kıymeti niçin genellikle öldükten sonra bilinir. Hatta bazıları bu düşüncelerini canlarıyla ödemişlerdir. Çünkü öncüdürler, çünkü ileridedirler. Diğer insanların onları anlayabilmesi biraz zaman alır.
Kısa insan ömrü de bazen onların anlaşılmasına yetmez. Şimdi bu yazdıklarımdan "Siz beni anlayamazsınız çünkü ben sizden ilerideyim" gibi şeyler anlaşılsın da istemem. Ben sadece kendi dilim döndüğünce anlatmak isterim ki, "İnsanlık tarihini etkileyecek kadar önemli düşünceler sunsanız da karşınızda sizi anlayan, anlamak isteyen biri olmadıkça çabanız boşuna." Bu yüzden artık eleştirilere bu gözle bakıp kendime yüklenmekten vazgeçmiş durumdayım. Bence siz de deneyin. Çünkü bir müddet sonra kendimi anlatacağım diye çabalamak hem yoruyor hem de hiçbir işe yaramıyor!