Show business... Türkçeleşmiş hali gösteri dünyası... Bu dünyanın içinde sinema, televizyon, sahne, müzik hatta spor... Hepsi var. Adı gösteri olsa da toplumu etkileyen çok önemli bir platform aslında. Çünkü bu kişiler popülaritelerini kullanarak pek çok zaman kanaat önderi olarak toplumu yönlendirme gücüne sahip. Ödül geceleri ise bu dünyanın bir parçası, gösterinin devamı yani...
Oscar, Bafta, Cannes, Altın Küre gibi ödüller tüm dünyanın takibinde. Türkiye'de de gösteri dünyasında yapılan işleri değerlendiren bazı ödül törenleri var. Kırmızı halı, ödül konuşması, verilen ödüllere yapılan eleştiriler derken bu törenler özellikle magazin gündemini uzunca bir süre meşgul ediyor. Zaten etmesi de isteniyor. Çünkü dediğim gibi bu da gösterinin bir parçası...
İÇTEN GEÇENLER BAMBAŞKA
Gelelim geçtiğimiz gün dağıtılan Altın Kelebek ödül töreni ile ilgili konuşulanlara...
Öncelikle yapılan konuşmalar. Kimi çıkıp hayvan haklarından bahsediyor, kimisi ise savaşsız bir dünya istediğinden...
Bu konuşmalar bana nedense biraz samimiyetsiz geliyor. Çünkü aslında o an içlerinden rakiplerine 'nanik' yapmak ya da henüz ünlü olmadan önce onları önemsemeyenlere 'bak gördün mü' demek gibi şeyler geçtiğine yemin edebilirim ama ispatlayamam.
'DUYAR KASMA' YERİ DEĞİL!
Söyledikleri konusunda samimiyetsizler demiyorum sadece konuştukları şeylerin yerinin orası olmadığını düşünüyorum.
Çünkü ödül bireysel başarınızın taçlandırılmasıdır.
Yani dünyayla ilgili mesaj verme yeri değildir. Ne bileyim şıkır şıkır giyinip gittiğin lüks bir gecede Gazzeli çocukların adını anmak bana biraz çiğ geliyor... Tam olarak içinizden geçen nispet konuşmalarını yapamazsanız da size o ödülü getiren şartlara ya da kişilere ufacık teşekkürünüzü iletip, kendinizle gurur duyarak sahneden inseniz bence en şık hareket bu olacaktır. Çünkü Gazzeli çocuklardan ya da sokak hayvanlarından bahsedebileceğiniz pek çok alana zaten sahipsiniz. Bu duyarlılığınızı sosyal sorumluluk projelerinde göstermek daha doğru gibi sanki...
