Aşkın ömrü belki de dünyada cevabı en çok merak edilen sorulardan biri... Bu soruya herkesin farklı bir cevabı var. Çünkü sorunun kendisi sübjektif... Yani ben öyle sanıyordum. Ama meğer aşkın bilimsel, yani biyolojik bir ömrü varmış. Türkiye'nin ilk nöropsikoloji laboratuvarının kurucusu, nöropsikolog Prof. Dr. Öget Öktem Tanör, "Aşkın Nöral Temelleri" başlıklı konferansta öğrencilerle buluşmuş. Tabi nöropsikolog bulan gençler hemen aşkın ömrüyle ilgili soru bombardımanına tutmuş kendisini.
SEBEP STRES HORMONU
Romantik aşk denilen tutkulu dönemin iki yıl boyunca salgılanan stres hormonuyla bağlantılı olduğunu belirten Prof. Dr. Öget Öktem Tanör, "Romantik aşkın zirvesinde kadında ve erkekte kanda kortizol seviyesinin yani stres hormonunun iki yıl boyunca yüksek olduğu görülüyor. İki yıl sonra düşüyor. İki yıl boyunca stres hormonunun yüksek olmasının etkisi ne oluyor? Bu iki kişi birbirlerinden başka kimseyi görmez hale getiriyor. Araştırmacılar diyor ki bir ilişki iki yıl sürmüşse daha sürecek muhtemelen ve bir çocuk yapmalarını zamanı gelmiştir ama gözü birbirlerinden başka dünyayı görmeyen bir çift çocuk yetiştirmek için uygun değil. Bu stres hormonları düşmeli ki çocuğu da doğru düzgün yetiştirebilsinler. Stres hormonu da o yüzden düşüyor" dedi.
HER ŞEY İLK 2 YILA BAĞLI
İşte o stres hormonu düştüğünde aşk başka bir boyuta evriliyor. Sonrasında olacaklar ise o iki yılda ilişkinin nasıl olduğuna bağlı... Prof. Dr. Tanör'ün "Eğer o ilişkiyi çok hor kullandıysanız o zaman ilişki bitebilir. Sorunsuz, kavgasız bir şekilde yürümüşse, aranızda karşılıklı arkadaşça bir sevgi de geliştiyse romantik aşk bitse bile olgun aşka evriliyor. Romantik aşk ortalama 2 yıl sürüyor. Ancak olgun aşka hiç ömür biçilmiyor" sözleri aşkın ömrünü net bir şekilde açıklıyor.