• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Küresel ekonomi ne durumda? CAHİT SÖNMEZ

Küresel ekonomi ne durumda?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21 Mart 2019, 22:37

Gelişmiş ülkelerin ekonomik açıdan yol aldığı bir yıl olmuştu 2018.
Gelişmekte olan ülkelerle aralarında olan asimetriyi ortandan kaldıracakları beklentisinin yoğunlaştığı bir performans göstermişlerdi. İşte bu yüzden yabancı sermaye akımlarının yönü gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere kaymış, yabancı sermaye çıkışı yaşayan dış açığı yüksek gelişmekte olan ülkeler zor durumda kalmışlardı. Borç çevirme sorunu yaşayan gelişmekte olan ülkeler bu konjonktür karşısında kara kara düşünürken rüzgar adeta tersine döndü ve yabancı sermaye bir kez daha yönünü gelişmekte olan ülkelere çevirmek zorunda kaldı. Yılın ilk çeyreğinde gelişmiş ülke ekonomileri geçen sene kısmen aldıkları yolun sonuna geldiler. Yani yıllardır sıfır faiz ve geniş hacimli genişleyici politikalarla kıpırdatabildikleri büyüme hızları yataylaşmaya başladı. Durum böyle olunca merkez bankalarının politika faizlerini değiştirme marjları da revize edildi. 2020 yılı sonu itibarıyla FED'in 25 baz puan faiz artırması bekleniyor. Geçen sene 100 baz puan federal fonlama oranını yukarı çekmişti.
Aynı şekilde Avrupa Merkez Bankası'nın da gelecek yılın sonuna kadar sadece 25 baz puanlık bir faiz artırımı öngörülüyor.

RİSK İŞTAHI ARTACAK

Bu beklentilerden şu çıkarımı yapabiliriz.
Diğer faktörleri sabit kıldığımızda dolar ve euro cinsi menkul kıymetler yabancı sermayenin getiri açısından iştahlandıramayacak.
Dolayısıyla faiz avantajı olan gelişmekte olan ülke finansal enstrümanları daha cazip olacak yabancı sermaye nezdinde. Şuana kadar realize olan yabancı sermaye akımı rakamlarından bu gerçeği teyit edebiliyoruz.
2018'in ikinci yarısı itibarıyla yaklaşık 20 milyar dolarlık hisse senedi yatırımcıları, 10 milyar doların biraz altında da tahvil yatırımcısı gelişmekte olan piyasalardan çıkış yapmış. Buna karşın bu yılın ilk çeyreğinde 26 milyar dolar hisse senetlerine, 10 milyar dolar da tahvillere giriş olmuş. Demek ki yıl içinde cari açık sorunu olan gelişmekte olan ülkeler bunun finansmanında zorluk yaşamayacaklar. Tabi dolar ve euronun maliyeti artmayacağından dış borç çevirme sorunu da doğal olarak hafifleyebilecek.
Gelelim dış ticarete...

KÜRESEL TİCARETTE SIKINTI

ABD'nin Çin ile başlattığı dış ticaret savaşı biraz yayılınca küresel dış ticaret hacmi de sıkıntıya girdi. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) 7 farklı kriteri dikkate alarak hesapladığı "Dünya Ticaret Görünüm İndikatörü" 2010 yılından bu yana ilk kez 93 seviyesine kadar geriledi. Hemen açıklama getirelim;
100'ün altında bir gösterge ticarette trendin altında büyüme sinyalleri olarak kabul ediliyor.
Bu veriden anlaşıldığı üzere yıl içinde hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler mümkün olduğunca ithalat yapmak istemeyecekler. Sonuçta ihracatın büyüme hızlarına etkisi de sınırlı kalacak. Gerek büyüme hızlarının tatminkar seviyelerin altına inecek olması gerekse kur faktörünün etkisini azaltacağı gerçeği küresel enflasyon oranlarının da paralel olarak aşağı gelmesini sağlayacak. Bu da merkez bankalarının daha büyüme odaklı para politikaları uygulamaları için hareket alanı açacak.
Sözün özü gelişmekte olan ülkelerin geçen sene beklediği zorlu bir yıl olmayacak 2019.
Zira güçsüz dolar ve euro kur baskısını, bir nebze ulusal paralar üzerindeki baskısını biraz azaltacak, merkez bankalarının nefes almasına yardımcı olacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.