Haziran ayında da enflasyon verileri beklendiği gibi aşağı yönlü hareketini sürdürdü. Özelliklede gıda fiyatlarındaki belirgin düşüş enflasyonun yüzde 16'nın altına gerilemesinde oldukça etkili oldu. Malum enflasyonun yüksek seviyelere çıkması ve kısmen kalıcı olmasının iki temel nedenlerinden birisi birikimli kur etkisi ile beraber gıda fiyatları idi. Bir taraftan enflasyon iniyor diğer taraftan gelişmiş ülke merkez bankaları para politikalarını gevşetiyorlar.
Bu durumda "acaba Merkez Bankası bu imkânı faiz indirerek değerlendirebilir mi?" sorusu geliyor aklımıza.
TÜİK tarafından açıklanan verilere kısaca göz atalım...
Tüketicilerin talepleri sonucu nihai tüketim mallarının ve ayrıca hizmetlerin dönemsel fiyat değişimini yansıtan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) geçen ayda yüzde 0,03 artmasına rağmen yıllık bazda gerileme gösterdi. Buna karşın gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki Haziran ayı düşüşü yüzde 1,65'e kadar gelmiş.
Gıda fiyatlarındaki belirgin iniş sonrası yıllık TÜFE oranı da 15,72 seviyesine çekildi. Nerede ise geçen yılın aynı ayına göre bıraktığı düzeyi yakalamış tüketici enflasyonu.
MALİYETLER DE GERİLEMİŞ
Gıda gibi TÜFE'ye olumlu katkı yapan diğer alt gruplar giyim, haberleşme ve sağlık olmuş. Ancak eğitim lokanta oteller ve çeşitli eşyalar alt grupları halen ortalama enflasyonun oldukça üzerindeki seviyelerini koruyorlar.
Gelelim üreticileri daha yakından ilgilendiren enflasyon göstergesi Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksine...
Maliyet enflasyonunu yansıtan Yİ-ÜFE geçen ay yüzde 0,09 yükselmesi sonrasında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25,04'e düşmüş. 12 aylık ortalama ise yüzde 32,81'lerde... Yİ-ÜFE'nin gerilemesinde dayanıklı tüketim malları katkı yapıyor. Dayanıklı tüketim malları yüzde 18'lere inerken, sermaye malları yüzde 24,67'de kalmış. Enerji Yİ-ÜFE'nin alt gruplarından en fazla yükseliş gösteren sektör olmuş.
Merkez Bankası faizleri indirir mi sorusunu yanıtlamaya çalışalım...
Merkez Bankasının para politikalarında dikkate aldığı çekirdek enflasyon uzun süre sonunda yüzde 14,86'ya kadar indi. Aynı şekilde B grubu özel kapsamlı TÜFE verileri sırasıyla yüzde 16,28'de...
Enflasyonu tetikleyen hatta 8 puan gibi yüksek etki yapan kur faktörü de şimdilik denklemden çıkmış görünüyor.
İNDİRİM ORANI ÇOK ÖNEMLİ
FED'in geçen sene şahinleşmesi ve toplam 4 faiz artırımı yapması doları hareketlendirmişti.
Türkiye'deki güven kaybı ile TL'den dolara eğilimin artması ve yüksek borçların çevrilme sorunları gibi faktörler de eklenince kurlar yükselmişti. Kurların yükselmesi doğal olarak ithalat yoluyla enflasyona yansımış ve Merkez Bankası'nın faiz artırmasına neden olmuştu.
FED'in büyük olasılıkla 30-31 Temmuz toplantısı sonrası 25 baz puan faiz indirecek olması, enflasyonun ateşinin belirgin bir şekilde gerilemesi ve cari açık sorununun olmaması tabi ki Merkez Bankası'na faiz indirimi için alan açıyor.
25 Temmuz'da büyük olasılıkla Merkez Bankası yüzde 24 seviyesinde olan politika faiz oranını 100 puan indirerek 23'e çekecek gibi görünüyor. Bundan sonra da 3 toplantısı kalacak eğer jeopolitik faktörler izin verirse bu toplantılarda da faiz indirimi bekleyebiliriz. Faiz insin sorun yok ama ne kadar ineceği hayati önem taşıyor.