Bireysel emeklilikte kritik değişiklik
Bireysel emeklilik sistemi ilk uygulamaya başlandığı 2003 yılından bu yana gerek basın gerekse akademisyenler tarafından hep eleştiriliyor. Yeterli getiriyi elde edemeyen sisteme katılımcıları da zaman zaman ekleniyor eleştirenler grubuna. Oysa Türkiye'de emeklilik evresine geçmiş birçok kişinin maddi koşulların insani yaşam koşulları için yetersiz olduğu gerçeği net bir şekilde biliniyor. Bu yüzde bireysel emeklilik sistemi önemli bir destek rolü oynuyor, bir yerde sistemi tamamlayıcı bir görev üstleniyor.
Sistem başladığından bu yana devlet tarafından önemli avantajlar ile destekleniyor. Önce vergi teşviki uygulandı. Katılımcıların yaptıkları katkı payları gelir vergisi matrahlarından hariç tutuldu. Böylece katılımcılar hem daha az vergi ödemiş hem de bir üst vergi dilimine daha geç geçiş yapmış oldular.
Sonrasında vergi teşviki yerine katkı payı sistemi getirildi. Yani vergi matrahından düşerek vergi gelirinden mahrum olmak yerine Hazine her katılımcıya katılım tutarının yüzde 25'ini "devlet katkı payı" adı altında ödemeye razı oldu. Tabi devlet tarafından yapılan bu katkıların tamamına ancak belirlenmiş koşullara uyanlar erişebiliyor.
NAKİT ÇEKİLEBİLECEK!
Tabii bu katkılar da aylık ödemeler gibi nemalandırılıyor. Bireysel emeklilik şirketleri tarafından kurulan özel fonlarda birikimler fonu oluşturan menkul kıymetlerin risk-getiri düzeylerine göre değerleniyor. Daha önceki yazımda sizlerle paylaşmıştım. Yakın zamanda yapılan değişiklik ile katkıların değerlendirildiği fonlar en az yüzde 10'u Borsa İstanbul bünyesinde teşekkül edilen bazı endekslerde yer alan hisse senetleri içerecek.
11. Kalkınma Planında bir değişikliğe daha yer verildi. Gerçekten daha önceki değişiklikler gibi değil daha hayati konuda olacak değişiklik.
Birincisi şu; BES katılımcılarının kısa vadeli nakit ihtiyaçları nedeniyle sistemden çıkışlarının önlenmesi amacıyla sağlık, evlilik, eğitim, mülk sahibi olma gibi ihtiyaçlar nedeniyle bireylere sistemden çıkmadan birikimlerinin bir kısmını çekme olanağı verilecek. Zaten sistemin en aksayan yönü bu idi. Belli bir süredir birikim sağlamış bir katılımcı nakit ihtiyacı duyabiliyordu. Eğer ihtiyaç acil ve zaruri ise mecburen sistemden çıkmak zorunda kalıyor bundan hem sistem hem de katılımcı zarar görüyordu. Çoğunlukla da katılımcılar. Örneğin sistemde ilk yılları ise kendisi için yatan devlet katkısının bir lirasını bile alamıyor ya da 10 yıldan önce çıkarsa bu durumda da sadece yüzde 35 veya yüzde 60'ını alabiliyor. Üstelik gelirlerinden de yüzde 15 gelir vergisi ödeyerek vergi teşvikinden de mahrum kalıyor.
GENÇLERE DAHA FAZLA TEŞVİK
İkincisi ise gençlerin sisteme katılımını artırmak amacıyla mevcut devlet destekleri yaşa göre farklılaştırılacak. Şu an sistemden kayıpsız çıkmanın koşulları 10 yıl ve 56 yaş. Dolayısıyla BES'e 20'li yaşlarda katılan birisi yaklaşık 30-35 yıl ödeme yapmak zorunda. Bu yüzden katılımcıların çoğunluğu 35-44 yaş grubundan. Henüz detayları bilmiyoruz, önümüzdeki günlerde netleşir. Büyük olasılıkla yaş gençleştikçe devlet katkı payı da artacak bir yapı tasarlanacak.
Kalkınma planında bireysel emeklilik sisteminin 2023 yılında 300 milyar TL büyüklüğe ulaşılacağı hedefi de konmuş. Bu iddialı rakama ulaşmak için kuşkusuz devlet katkı payının devam ettirilmesi ve sistem hakkında katılımcıların güvenini daha da kazanmak gerekiyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.