• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Merkez Bankası’ndan sürpriz karar CAHİT SÖNMEZ

Merkez Bankası’ndan sürpriz karar

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Haziran 2020, 21:45

Piyasa aktörleri arasında yapılan beklenti anketlerinin medyanı 50 baz puanlık bir faiz indirimi yönünde idi. Açıkçası 9 toplantıdır soluksuz faiz indirim dizisine öylesine alışmışız ki, bu sefer de indirim olasılığını yüksek gördük.
Ben de en kötü 25 baz puanlık bir indirime gidebilir öngörüsü yapmıştım.
Tabi Para Politikası Kurulu'nun geçen yıl yüzde 24 seviyesinde başladığı indirim dizisi bir seviyeye kadar rasyonel kararlardı.
Özellikle FED'in geçen sene 180 derece dönüş yaparak faiz artırımından indirim tarafına geçmiş olması kur üzerindeki baskıyı azaltmış ve tüm gelişmekte olan ülke merkez bankalarına indirim için marj açmıştı.
Çünkü FED'in dönüşten önce uyguladığı faiz artırımı ve bilanço normalleşmesi gibi şahin tondaki politikalar gelişmekte olan ülkeleri iki temel kanaldan zora sokuyordu.
Birincisi güçlü dolar yüksek dış borçların çevrilmesini zorlaştırıyordu. Bu yüzden o ülke merkez bankaları ki bunlara TCMB'de dahil, sıkı para politikaları ile kur artışlarını ve nihayetinde borç çevirme maliyetini artırmak istemiyorlardı. Diğer taraftan üretimde ithal girdi yoğun kullanan ülkeler aynı şekilde maliyet tarafından enflasyon görünümlerinin bozulmasını da engellemeye çalışıyorlardı.
Yukarıda kısaca özetlediğim bu iki faktörün denklemdeki ağırlıklarının azalması gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmelerini de sağlamış oldu.

YOL AYRIMI
Korona virüs pandemisi ise resmi tamamen değiştirdi, FED ve diğer gelişmiş ülke merkez bankaları proaktif davranarak önden yüklemeli olarak faizleri sıfıra indirdiler ve 2008 krizinde olduğu gibi parasal genişlenemeye gittiler. İşte bu hamleler de merkez bankalarına doğal olarak hareket alanı yarattı.
Ancak bazı gelişmekte olan ülkeler için bir noktadan sonra yol ayırımı geldi.
O da şuydu.
Enflasyonu görece yüksek olan ülkeler için marj iyice daraldı. Bir yerde reel faiz oranlarının negatif olması, yani getirilerin enflasyonun altında kalması, ister istemez dolarizasyonu teşvik etti. Maliyet cephesinden enflasyon üzerinde yarattığı olumsuz etki merkez bankalarını zorlamaya başladı.
Birkaç toplantıdır Merkez Bankası marj olmamasına rağmen faiz indirimi yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Aslında tam iki tarafı keskin bıçak üzerinde yürüdüğünü de vurgulamalıyız. Çünkü hem iç talep hem de dış talep pandemi yüzünden hızla geriledi. Faaliyetlerin azalması hatta belli sektörlerde tamamen durması firmaların nakit dengelerini bozdu. İşsiz sayısındaki artış ile bireylerin gelir ihtiyacı doğdu. Bir de iç talebin canlandırılması ve büyümenin az da olsa momentum kazanması gerçeği de göz ardı edilemezdi.
Bunun için kaynak aktarım maliyetlerinin düşürülerek kredi kanallarının genişletilmesi gerekiyordu.

GÜVEN İÇİN DE ÖNEMLİ
Merkez Bankası da bu elzem hedefleri ön planda tutup son birkaç indirimi marj olmadan gerçekleştirdi.
Ama bu sefer fren yaptı.
Kurulu'nda açıkça ifade ettiği gibi "birim maliyetlerin artması ile çekirdek enflasyon göstergelerinin eğiliminde ortaya çıkan yükselmeyi" dikkate alarak politika faiz oranını yüzde 8.25'de tuttu. Bir kaygısı da gıda fiyatlarındaki yukarı yönlü hareket oldu.
Pandeminin sona ermesi küresel ekonomiyi ve merkez bankalarını rahatlatacak.
Bu yadsınamaz bir gerçek.
Lakin bu aşamada Kurul'un temkinli duruşu seçmesi fiyat istikrarı için önümüzdeki aylarda açılacak marjı beklemesi gerçekten doğru bir karar oldu. Bu arada güven açısından da gerekliydi. tiraf edeyim; iyi ki piyasa aktörlerini ve beni yanılttı Merkez Bankası.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.