Altın fiyatlarını öngörmek zorlaştı
Küresel düzeyde altın fiyatları beklenmedik hareketler yapmaya başladı. Düşeceği tahmin edilirken bir bakıyorsunuz yükselişe geçmiş. Ya da tam tersi olabiliyor. Dolar ons fiyatı 1.800 dolarların altına geriledikten sonra "ayı piyasasına" dönüştüğü tahmini ağırlık kazanmıştı. Oysa o düşüş "ayı tuzağı" olarak tanımladığımız kısa bir şaşırtmaymış.
Tuzaktan sonra ralli yapınca son günlerde altının tamamen boğa piyasası olduğu görüşü hâkim olmaya başladı. Gerçekten altın yükselmeye devam edecek mi? Malum piyasa yorumcuları spor yorumcuları gibi skor üzerinden konuşmayı ve tahmin yapmayı seviyorlar.
Altın fiyatlarının analizini piyasa aktörleri biraz basite indirgiyorlar, diğer enstrümanlar gibi çoğunlukla spekülatif işlem boyutuna konsantre oluyorlar. Alternatif yatırım araçlarının büyük kısmı spekülatif kar amacıyla talep görüyor. Oysa altın talebinin sadece yüzde 25-30'ları ki bu da yıllık 1000 tonlara denk geliyor, diğer çoğunluk kısmı ise fiziken kullanılmak amacıyla talep ediliyor. Kuyumculuk sektöründe mücevher altına dönüştürülüyor, teknolojide gerekli bazı parçaların üretiminde ve merkez bankalarının rezervlerinde kullanılıyor. Arz tarafı da farklılık gösteriyor. Madenlerden çıkıp rafinerilerde standart hale getirilen altınların yarı sıra geri dönüşe (recycle) konu olan altınlar da arz tarafındaki hacmi belirliyor.
KUR FAKTÖRÜ ÖNE ÇIKIYOR
Söz konusu bu farkları dikkate almadan yapılan yorumlar sadece kısa vadeli spekülatif hareketleri kapsayabiliyor. Oysa biraz daha ileriye yönelik tahmin yapmak istediğimizde gerçek fiziki altın talebini asıl ön plana koymalıyız. Daha da önemlisi Türkiye'de TL gram fiyatın seyrini incelerken dolar TL kurunu da hesaba katmalıyız.
İlginçtir bazı yıllarda TL gram fiyatını neredeyse sadece kur belirlemiş. 2011 yılında altın uzun süren derin uykusundan uyanıp hızlı bir tırmanışla yani ralli ile 1.900 dolarlara kadar çıkmıştı. O yıl Türkiye'de gram fiyatı 103 TL civarında idi.
Sonra altın çıktığı gibi inmeye başlamış ve 2017 sonlarında 1.132 dolara gerilemişti.
Türkiye'de ise aynı dönemde 152 TL gram fiyatı vardı altının. Dünyada dolar ons fiyatı 6 yılda yüzde 40,4 düşerken Türkiye'de yüzde 47,4 yükselmişti.
Altın fiyatları üzerinde kısa vadede etkili olan "altına dayalı borsa yatırım fonları" geçen portföylerinden 25,5 ton altın satışı yapmışlar. Tutar olarak 1,4 milyar dolara denk geliyor. Bu sonuçta Kuzey Amerika fonlarının etkisi büyük olmuş.
195 ton altın pozisyonlarını azaltırken Asya fonları daha fazla düşüşü engelleyici yönde 17,5 ton portföylerindeki altın miktarını artırmışlar.
YATAY VE HAFİF YUKARI
Şuan da küresel düzeyde bu fonların yaklaşık 3 bin 500 ton ki değer olarak 203 milyar dolar oluyor, altınları var portföylerinde.
Çin'in ve Hindistan'ın mücevher ve yatırım amaçlı altın taleplerini son aylarda artırmaya başladığını görüyoruz.
Merkez bankaları da son 3 çeyrekte net alıcı konumunda olmuşlar. Son aylarda da FED'in varlık alım miktarını azaltmasına bağlı olarak rezervlerinde altın miktarını artırma eğilimlerini de sürdüyorlar.
Son olarak COMEX Borsası'nda vadeli kontratlarda uzun pozisyonların yani alım tarafının ağırlık kazanmasını da eklediğimizde altın fiyatlarının hafif yatay ve yukarı yönlü bir patika izleme olasılığının yüksek olduğunu görüyoruz. Tüm bunları bir kenara koyduğumuzda dolar TL kurundaki potansiyel artışın bile Türkiye'de altın yatırımcısının yüzünü güldürmeye yeterli olduğunu söyleyebiliriz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.