Para Politikası Kurulu yılın ikinci toplantısında da beklendiği gibi politika faiz oranını değiştirmedi yüzde 14'te tuttu. Bir önceki toplantı metninde iletişim politikası çerçevesinde "uygulanan politikaların sonuçlarını izleyeceğiz" mesajı ile "beklemede kalacağı" sinyalini güçlü şekilde vermişti. Dolayısıyla beklentiler mesajlarda değişiklik olabilir mi sorusuna odaklanmıştı.
Tam da bu noktada şu değişiklik dikkat çekti. Ocak toplantısında TL'yi önceliklendiren politikadan bahsederken bu toplantıda daha somut cümle kurmuş "kalıcı liralaşma önlemleri gözden geçiriliyor" vurgusu yapmış. Haklı Merkez Bankası... Çünkü ciddi bir negatif faiz zemini üzerinde para ikamesinin yani TL'den dövize ya da altına geçişi engellemesi gerekiyor. Bunun da formülasyonunu "liralaşma" olarak yapmaya çalışıyor. Bu bağlamda aldığı en somut önlem "kur korumalı mevduat hesapları" oldu. Hem TL'den dolara gidecek tasarrufların önüne geçmeyi hem de hali hazırda dövizde pozisyonundakilerin ters para ikamesiyle TL'ye dönüşünü planlıyor.
TL'Yİ TEŞVİK ÖNLEMLERİ
Şimdilik birinci amacı işliyor. Dolar hesaplarını bozdurup TL mevduat hesaplarına geçenler toplamın ancak yüzde 15'lerine ulaşabiliyor. Şirketlere getirilen vergi teşvikleri ile belli oranda kurumsal tarafta kısmen çözülmelere tanık olduk.
Bireysel tarafın halen zayıf gittiğini söyleyebiliriz.
Liralaşma politikası kapsamında kur korumalı mevduat hesaplarının yanı sıra, fonlamada swaptan öte açık piyasa işlemlerine ağırlık verilmesi, Hazine tarafından TL cinsi ihraç edilmiş devlet iç borçlanma senetlerinin ve kira sertifikalarının teminat olarak daha fazla verilmesi, reeskont kredilerinde TL kullanılabilmesi ve TL yükümlülüklerinde altının devre dışı bırakılması gibi önlemleri duyurmuştu Merkez Bankası. Şubat toplantısında "kalıcı liralaşma önlemleri gözden geçiriliyor" paylaşımı yeni önlemlerin uygulama kapsamına alınacağına işaret ediyor. Sanırım önümüzdeki günlerde Merkez Bankası'ndan TL'yi teşvik edecek önlemler duyabiliriz.
Liralaşma vurgusunun yanı sıra bu haftaki toplantıdan dikkatimi çeken bir kaç noktayı da sizlerle paylaşayım.
POLİTİKA FAİZİ DEVRE DIŞI
Birincisi 2022 yılının cari fazla ile kapanma olasılığını yüksek görmesi daha doğrusu böyle bir iddiada bulunması.
Doğrudur, geçen yıl belli bir yol alındı ve cari açık 15 milyar dolarlar civarına geldi. Ancak Ocak ayında ciddi bir açık yeniden karşımıza çıktı. Nedeni malum...
Yükselen enerji fiyatları... Ukrayna Rusya gerginliğinin alanının genişlemesi özellikle de ABD'nin bu işe dahil olması jeopolitik riskleri yükseltecek gibi görünüyor.
İkincisi enflasyon tanısı... Yine yüksek enflasyonun kabahatinin büyük kısmı arz tarafına yükselmiş. Oysa bireysel kredilerdeki genişleme biraz daha farklı resim koyuyor karşımıza. Bu toplantıda kredilerde daha seçici ve üretime odaklı olacağı uzun vadeli yatırımların destekleneceği gibi bir vaat yapılmış. Bu konuda nasıl bir politika uygulaması yapacak önümüzdeki günlerde liralaşma gibi bunu da göreceğiz.
Para Politikası Kurulunun bir sonraki toplantısı 17 Martta. Bir önceki toplantıda yaptığı gibi yine "alınan önlemlerin sonuçları gözlemlenecek" mesajı ile faiz açısından bir değişikliğe gitmeyeceği anlaşılıyor.
Aslında şu gerçeği artık kabullenmeliyiz.
Politika faiz oranı bagaja kaldırılmış durumda.
Gerek enflasyonun aşağı çekilmesinde gerekse kurların istikrarında sadece liralaşmaya bel bağlanmış. Doğru bir yaklaşım mı? Sanırım yanıtı zamanla göreceğiz.