Yeni yıl hep umut olmuştur. Sorunlarında geride bıraktığımız yıl ile kalmasını isteriz. Pandemi ile küresel ekonomi oldukça değişik bir sınavdan geçiyor. Defalarca hem ekonomik hem de finansal krizler yaşadı ve bunlarla mücadele etmişti. Bu yüzden bu tür krizlere karşı bağışıklığı da güçlü... Ancak bu sefer hiç alışık olmadığı bir ekonomik kriz yaşamak zorunda kaldı. Son yaşanan bu kriz ekonomik ve finansal faktörlerden kaynaklanmadığı için krizden kurtulmak da biraz zaman alıyor.
Sağlık sorunları ile başlayan bir kriz olduğundan küresel ekonomiyi hem talep hem de arz yönlü vurdu. İlk kez tanık olduğumuz kapanmalar arz talep dengesizliğine ve aynı zamanda tedarik zincirinde yoğun aksamalara neden oldu.
İlk olumsuz etki kendisini büyüme üzerinde göstermeye başladı. Tabi finansal piyasalar kendilerini büyük bir türbülansın içinde buldular. Aslında klasik bir tepki geldi diyebiliriz. Paniğin yoğunlaştığı böyle bir konjonktürde hisse senedi gibi riskli araçlardan altın gibi güvenli limanlara hızlı geçiş olunca borsalar yüzde 50'lerden fazla değer kaybetti, altın yaklaşık 10 yıl sonra yeniden 2 bin dolarlara geldi.
MERKEZ BANKALARI HIZLI DAVRANDI
2008 krizinde geç kalmakla suçlanan FED'in bu kez beklenenden hızlı bir şekilde hem de inanılmaz miktarlarda programlarla devreye girmesi diğer merkez bankalarını da cesaretlendirmiş ve onların da zaman kaybetmeden aksiyon almalarını sağlamıştı. Politika setine maliye cephesinin de dahil olmasıyla küresel ekonomi düştüğü çukurdan apar topar çıkarıldı 2021 yılı itibarıyla. Bu yüzden 2021 yılında büyüme hızı yüzde 5,5 seviyesine kadar yükseldi. Genişleyici para politikaları çerçevesinde kredi musluklarının sonuna kadar açılması iç talepleri yukarı çekti. Bir de buna artan enerji ve taşıma maliyetleri eklenince enflasyonlar da tarihi rekor seviyelere çıktı.
2022 yılına böyle bir tablo ile girmiştik.
Yüksek büyüme, yüksek enflasyon...
Bu sefer de ekonomi gündeminin ilk sırasını, bir kaç ülke hariç, enflasyon ile mücadele aldı. Gelişmekte olan ülkeler ulusal paralarını koruyabilmek için ön alıp gelişmiş ülke merkez bankalarından önce faiz artırımına gittiler. Kısa süre içinde FED de enflasyonu dizginlemek ve geç kalmadan dezenflasyonist süreci başlatabilmek için rota değiştirerek sıkı para politikasına dönüş yaptı. Son aylara doğru politikalar sonuç vermeye başladı ve enflasyonlar henüz fiyat istikrarı düzeyinden uzak olsa da düşüş trendine girdi.
GECİKMEDEN ROTAYI DEĞİŞTİRDİLER
Artık 2022'yi geride bırakırken küresel ekonominin gündeminde şu iki temel soru olacak. Birincisi gerçekten enflasyon sorunu da geride kalıyor mu? İkincisi resesyon olasılığı yeni yılda da yüksek olacak mı? Malum şuan ki yüzde 49'lar 1969 yılından bu yana en yüksek resesyon olasılığını yansıtıyor.
Yazımın başlığındaki soruya net bir şekilde yanıt verebilirim. Ne yazık ki küresel ekonomi zoru 2022 ile beraber geride bırakamıyor. Hatta enflasyonlardaki düşüş tıkanır ve katılık oluşursa o zaman "stagflasyon" yani durgunluğa yüksek enflasyonun eşlik etmesi gündeme yerleşecek. Ancak uluslararası organizasyonlar ve piyasalar bu olasılığın düşüş olduğunu buna karşın büyüme hızlarının potansiyel seviyelerinin çok altında kalacağı görüşüne hâkimler.
Umarım yanılırlar.
Değerli okurlarım yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlarım.