Geçtiğimiz gün Hülya Avşar'ın kızı Zehra Çilingiroğlu'nu yürüyüş yaparken gören magazinciler, "Zayıflamışsın" demişler, Zehra da, "Her gün yürüyorum" diye cevap vermiş, gülümseyerek. Bu sayede de araları düzelmiştir, zira basın mensuplarını pek sevmiyor Zehra. Defalarca haber oldu, defalarca magazincilere surat yaptı, annesi defalarca azarladı muhabirleri; Zehra haber olmaktan kurtulamadı. Ancak bu kez, gülümseme ve hafiften poz verme sebebi, muhabirlerin 'oyunu'. "Zayıflamışsın" demek, iltifat etmek bugün için. "Ne kadar hoşsun, elbisen çok güzel, seni iyi gördüm, çok sağlıklı görünüyorsun, gözlüklerin çok yakışmış" falan tatmin etmiyor kimseyi. Anahtar kelime, zayıflamışsın... Zehra magazincileri sevmiyordu, ta ki geçen güne kadar. Magazinciler zaten kimseyi sevmez, acımasızdır, selülitli fotoğraf çekerse mesela, "çaaat" diye koyar sayfaya, elini 'fotoşop'a değdirmeden.
KİRALIK AŞK ARIYORUM
Ee her gazetede yayın yönetmeni Şebnem Bursalı değil ki hassasiyet göstersin; bayılıyorlar medyada çıplak kadına, şişmanlamış kadına, balık etli kadına, zayıflamış kadına. Daha doğrusu dekolte veren ve müstehcen konuşan her 'genç' kadına. Bugün bir haber var, elime bile almak istemediğim bir gazetenin ekinde, başlık "Evlilik değil, aşk istiyor" diye atılmış. Söyleyen sarışın güzel bir kadın ve hak ettiği gibi yaptığı açıklamayla gazetenin sağ üst köşesini kapatmış! Kim olduğu, mahareti, varlık sebebi belli ki gazeteyi de ilgilendirmiyor. Başlık okunsun ve bikinili kadına bakılsın yeter demişler! Yine geçtiğimiz hafta, "Kiralık aşk arıyorum" gibi bir açıklama yapan Helin Avşar, neredeyse her mecrada yer aldı. Hülya Avşar zamanında, "Ben magazini kullanırım, magazin beni kullanamaz. İstediğim gün, istediğim şekilde haber olurum" buyurmuştu hatırlarsınız herhalde. Bu açıklamayı duyan hiçbir gazete yayın yönetmeni, "Ne diyor bu kadın, haber yapmayalım iki hafta da görsün gününü" dememişti. Tabii ben kötü kalpliyim, ondan cezalandırmak istedim Hülya'yı sanki! Yoo, kötü kalplilikle alakası yok. İnsanların hadlerini bilmeleri ve medyanın gücüyle dalga geçmemeleri gerekiyor, o kadar. Ama belki bir, ikisi hariç bütün yayın yönetmenleri bayılıyor Hülya Avşar'a, açıklamalarına, Hülya'dan sonra türeyen onlarca kopyasına.
ÖYLEYSE VARIM!
Helin Avşar'ın, bir dizide oynayacağı açıklanmıştı. Dizinin adı da 'Kiralık Aşk' olacaktı ancak başlık Helin'in fellik fellik kendine sevgili aradığı şeklinde verilmişti. Tabii ya provokasyon her şey, son günlerde. Aklı başında, işinde gücünde bir şarkıcı, oyuncu ne kadar yer alır basında? Cevap vereyim, hiç! Her neyse konuyu uzattım, diyordum ki 'zayıflamak' son günlerin en büyük iltifatı. Hülya Avşar da zayıfladıktan sonra, bin bir fotoğraf çektirmedi mi? Dünyada da böyle değil mi? Jennifer Lopez, diyelim 10 yıl daha zayıf kalacak, sonra ne olacak peki? Kızı mı görüntülenmeye başlayacak? Şaka gibi bir dönemden geçiyoruz, zayıf olduğun kadar varsın; kimse sağlıkla ve 'iyi yaşamla' ilgilenmiyor. Bugün hiç biriniz durup dururken tanımadığınız birine iyilik yaptınız mı mesela; "Günaydın" dediniz mi? Tanımadığınız birine "Ayy ne kadar zayıfsın" derseniz ama akan sular durur. Acıktım yazı yazarken, haşlanmış kabaklarımı yiyeceğim. Hay böyle sistemin...