FETÖ'nün darbe girişimindeki rolü henüz aydınlanmayan ve FETÖ'cü askerleri himaye etmeye devam eden NATO'nun Norveç'teki tatbikatında Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı "düşman" olarak göstermesi Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Türk halkı ve hemen hemen tüm siyasi parti liderleri, bu küstahlık ve hasmane tutuma sert tepki gösterdi.
Liderler olayın NATO'nun kuru bir özürle geçiştirilemeyeceğine vurgu yaptı.
Olayın hemen ardından söz konusu tatbikattaki Türk askerlerini geri çeken Erdoğan, "Bazı yanlışlar vardır ki onları aptallar değil ancak alçaklar yapar. Bu terbiyesizliği NATO içinde bir süredir varlığını müşahede ettiğimiz çarpık bir bakış açısının dışa vurumu olarak anlıyorum. Bu iş öyle provokasyonlara girişilerek sonra da kuru bir özürle geçiştirilebilecek bir konu değildir. Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlama konusundaki ihtiyacı, yaşanan her hadiseyle bir kez daha ortaya çıkmaktadır" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU BİLE TEPKİLİ
Daha öne Alman basınına kötülediği Türkiye'nin güvenli bir ülke olmadığını söyleyen ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bile NATO'ya sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Biz siyasetçiyiz. İçeride oturur tartışırız, a partisinin, b partisinin genel başkanıyla düşüncelerimizi söyleriz ve tartışırız. Sonuçta biz bir aileyiz, 80 milyonluk bir aileyiz ama hiçbir zaman kendi ülkemizin tarihine ve bugününe hakaret edilmesini kabul edemeyiz. Şimdi bu yetkililerden Türkiye'ye yapılan bu hakaret nedeniyle yöneticileri tatmin edecek açıklama bekliyoruz. Bu sıradan bir 'Özür dileriz' olayıyla geçiştirilecek bir konu değildir" açıklaması yaptı.
BAHÇELİ "ÇIKABİLİRİZ" DEDİ
MHP lideri Devlet Bahçeli de, "Bu tamir ve telafisi olmayan bir rezilliktir.
NATO'yu doğrudan bağlayan bu alçalmanın, bu aşağılık tertibin birkaç ucube ve alçak görevlinin suçu diye geçiştirilmesi, özür dilemekle durumun kurtarılma gayretleri beyhude ve boş bir arayıştır" dedi. Bahçeli, gerekirse NATO'dan çıkılması gerektiğini de vurguladı ve bunun dünyanın sonu olmayacağını dile getirdi. Skandalın ardından gözler, FETÖ desteğiyle yola çıktığı söylenen ve parti programına NATO'ya bağlılık maddesi koyan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e çevrildi. Programındaki NATO maddesi nedeniyle birçok eleştiri alan ve "NATO'cu" olmakla suçlanan Akşener, skandalla ilgili kendi ağzından kamuoyuna yansıyan (dün akşam saatleri itibariyle) tek bir söz söylemedi.
Çirkin olayla ilgili İyi Parti'nin twitter hesabından sadece 2 cümlelik bir "adet yerini bulsun" kınaması yapıldı. Bu kınamada yer alan bir ifade ise, büyük şaşkınlık yarattı. Çünkü bütün liderler NATO'dan gelen kuru özrün yetmeyeceğini ve daha ciddi adımlar atılmasını beklediğini belirtirken Akşener'in İyi Parti'si, "NATO Genel Serketeri'nin özür dilemesini olumlu buluyoruz" açıklamasında bulundu. Yani NATO'culukla suçlanan Akşener, özrü hemen kabul edip adeta olayın büyütülmemesi gerektiği mesajını verdi. PKK'nın siyasi ayağı HDP'den ise, zaten beklendiği gibi bir açıklama gelmedi.
Türkiye'ye yapılan küstahlık, bu yönüyle "milli duruş" konusunda bir turnusol kağıdı görevi de görmüş oldu.
Akşener ve partisinin duruşu da netleşti.
THE ECONOMİST POHPOHLADI
Meral Akşener'den NATO'nun küstahlığına karşı bir açıklama gelmezken Batı'dan Akşener'e bir pohpohlama daha geldi. The Economist'te yayınlanan ve bir PR çalışmasından farksız olan yazıda "Dişi kurt-sultana karşı" başlığı kullanıldı. Erdoğan'ı kötülerken Akşener'i göklere çıkaran The Economist, Türkiye'nin tek umudunun Akşener olduğu temasını işlemeye çalıştı.
Akşener'i öve öve bitiremeyen The Economist, "Aynı zamanda yeni anayasanın yürürlükten kaldırılması, eğitimde reform ve Türkiye'nin Batılı müttefikleriyle ilişkilerininin onarılması sözlerini de veriyor" ifadesini de kullandı. The Economist'in bu yazısı "milli duruş" konusundaki tabloyu daha da netleştirdi.