İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde Sayıştay'ın ortaya çıkardığı kayıp milyonluk tablo skandalının altını kazıdıkça işin boyutu büyüyor. İzmir gönüllüsü Sancar Maruflu'nun açıklamalarını bugün gazetemizin manşetinde okuyacaksınız. Maruflu, İzmir'in sembol birçok yöneticisi, sanatçısı ve sporcusunun Büyükşehir Belediyesi'ne bağışlanan önemli eşya, belge ve fotoğraflarının da kayıp olduğunu iddia ediyor.
Ayrıca bir dönem Büyükşehir'e bağlı Ahmet Piriştina Kent Arşiv ve Müzesi'ne İzmirlilerin kent tarihine ışık tutması için bağışlanan birçok eşya, belge ve eserin de ortada olmadığını öne sürüyor.
İçlerinde Atatürk'ünkilerin de olduğu birçok heykel ve büstün ortada olmadığını savunan Maruflu, Büyükşehir Belediyesi'ne de "Sorduğumuzda 'Bunlar elimizde' diyorsunuz. Eğer öyleyse çıkarın ortaya gösterin? Neden göstermiyorsunuz" diye de soruyor.
HESAP VERMELİLER
Maruflu'nun bu anlattıklarını dinleyince bir İzmirli olarak büyük üzüntü duydum. Eğer bu iddialar doğruysa İzmir'de yer yerinden oynar. Başkan Aziz Kocaoğlu'nun hemen bu konuyla ilgili İzmirlilere bir açıklama yapması ve İzmirlileri aydınlatması gerekiyor.
Eğer ortada böyle vahim bir durum varsa da Büyükşehir'de bunun sorumlusu kimlerse en tepeden en aşağıya kadar yargı önünde tek tek hesap vermek zorunda.
Devletin ilgili kurumlarının da gerekli denetimi yapması ve neler yaşandığını ortaya çıkarması şart.
Ayrıca Maruflu'nun bu iddialarından sonra, kent tarihine katkıda bulunmak için ellerindeki belge, materyal ve eşyayı APİKAM'a bağışlayan ailelerin de gidip verdikleri eserlerin durup durmadığını kontrol etmesi gerektiğini düşünüyorum.
İZMİRLİLERE DE GÖREV DÜŞÜYOR
Bu arada biz İzmirliler de sorumluluktan kaçamayız. Eğer kentimizin tarihi hazineleri ve sanat eserlerine yönelik ortada bir talan varsa bunun hesabının sorulması noktasında kent halkı olarak biz de harekete geçmek zorundayız. Bu konuda sivil toplum kuruluşları halka öncülük yapmalı.
İzmir'deki birçok projeye dava açan meslek odaları da öncelikle bu işin peşine düşmeli.
Yaşı 8 bin 500'e dayanan kentimizin tarihine hep birlikte sahip çıkmak zorundayız. Yoksa ne bağışlanan eşya ve belgeleri kayıp olduğu belirtilen yönetici, sanatçı ve sporcularımız ne de gelecek nesiller hiçbirimizi affetmez.