Bu güzeller güzeli TV programcısı, her sabah ATV'de karşısına çıkanların poblemlerini kendine özgü metodlarla çözüyor, yaralara merhem oluyor ve insanlarda "ümit" duygusunu yeşertiyor.
Uzun lafın kısası, Müge Anlı günümüzün "umut" kapısı...
Ve, önceki gece yarısını aşan saatlere kadar süren bir TV programı ana muhalefet partisi üzerine kurulmuştu.
Konuşmacılardan biri CHP'nin ana muhalefet görevini de bir türlü beceremediğini vurguluyor ve şöyle diyordu:
"Hiçbir çözüm önerisi getirmiyorlar. Kendi içlerindeki sorunları da çözümleyemiyorlar. Şimdi de, parti olarak Atatürk tablosu yüzünden birbirlerine girmiş durumdalar. Kimin eli kimin cebinde belli değil..."
İşte bu tablonun son kesiminde, masanın bir ucundan ilginç bir öneri geldi:
"Bu CHP'yi Müge Anlı'ya havale edelim. Bu partideki kördüğümünü ancak O çözer."
Bakalım, TV ekranlarında "çözümsüzlüklerin" ilacı Müge Anlı, Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının derdine derman olabilecek mi?
Bu devlet kuşu olabilir mi?
Halil Dayaç, bir zamanın Altay takımının golcülerinden biri. Aslen Gaziantepli olan Dayaç futbolu bıraktıktan sonra Karşıyaka'ya yerleşmiş. Günün büyük bir bölümünü de Bostanlı Park Kafe'de kitap okuyarak geçirir.
Saat 17.00'den sonra önce tavukçuya, sonra da kasaba uğrar ve orada kedi ve köpeklerin yiyeceklerini ayrı ayrı poşetlere koydurur ve evin yolunu tutar. Mimar Akif Kınay Sokağı'ndaki evinin önünde saat 17.30 gibi tatlı bir telaş başlar. Çünkü mahallenin bütün kedi ve köpekleri, hatta son zamanlarda da kargaları Halil Dayaç'ı beklemeye başlar.
Yıllardır değişmeyen saatte kendilerine bir ziyafet verilecektir, bilirler.
Kargalar akıllı kuşlar olarak tanınırlar. İçlerinden bir tanesi Halil Dayaç ile arkadaşlığı ilerletmiş.
Başına konup nevalesini garantiye almak istemiş.
Hasan Erol da bu anı görüntülemiş ve ardından şu beşliği yazmış:
"Taşıma su ile değirmen dönmez,
Bakımlı bahçenin gülleri solmaz.
Herkesin başına "Devlet Kuşu" konar ama,
Halil Beyin kafasındaki akıllı karga
Adam olmayanın başına konmaz..."
İşte bu hayat dolu semtin ortasında, ilginç bir gelişme.
Dedebaşı'nda 6100 numaralı sokakta geniş sayılacak bir çocuk parkı var. Bu yeşilliğin çevresi de, semt sakinleri için bir otopark vazifesi görüyordu. Böylece semtte araçların gelişigüzel yerlere park etmesi de önlenmiş oluyordu.
Bir süredir Dedebaşı trafiği alt-üst oldu.
Bu semtin sakinlerinden Ali Rıza Şentürk'e kulak verelim.
Şentürk diyor ki:
"Çocuk parkının kenarını iki oto galerisi adeta işgal etti. O gün bu gündür burada onlarca araç teşhir gayesi ile sıralanıyor. Semt sakinleri de araçlarına park edecek yer bulamıyor."
Bir başka Dedebaşı'lı Yusuf Narin de şöyle soruyor:
"Burası çocuk parkı mı, yoksa bu galerilerin vitrini mi?
Ve, cevap bekleyen soru... İster Karşıyaka Belediye Başkanı üstüne alınsın, ister Trafik Müdürü...
Soru şu:
"Dedebaşılı yüzlerce kişinin derdini kim çözecek?"
* Allah bana yürü ya kulum derken, bazıları önümden Mercedes ile geçiyordu!
İbrahim Ormancı'dan
Dedebaşı parkı oto vitrini mi?
Dedebaşı, Karşıyaka'nın şirin mi şirin bir yerleşim bölgesi. Yeşil- kırmızılı camia ile özdeşleşmiş bir bölgedir Dedebaşı...
İşte bu hayat dolu semtin ortasında, ilginç bir gelişme.
Dedebaşı'nda 6100 numaralı sokakta geniş sayılacak bir çocuk parkı var. Bu yeşilliğin çevresi de, semt sakinleri için bir otopark vazifesi görüyordu. Böylece semtte araçların gelişigüzel yerlere park etmesi de önlenmiş oluyordu.
Bir süredir Dedebaşı trafiği alt-üst oldu.
Bu semtin sakinlerinden Ali Rıza Şentürk'e kulak verelim.
Şentürk diyor ki:
"Çocuk parkının kenarını iki oto galerisi adeta işgal etti. O gün bu gündür burada onlarca araç teşhir gayesi ile sıralanıyor. Semt sakinleri de araçlarına park edecek yer bulamıyor."
Bir başka Dedebaşı'lı Yusuf Narin de şöyle soruyor:
"Burası çocuk parkı mı, yoksa bu galerilerin vitrini mi?
Ve, cevap bekleyen soru... İster Karşıyaka Belediye Başkanı üstüne alınsın, ister Trafik Müdürü...
Soru şu:
"Dedebaşılı yüzlerce kişinin derdini kim çözecek?"
laflama
* Allah bana yürü ya kulum derken, bazıları önümden Mercedes ile geçiyordu!
* Milletçe sabahları hep solumuzdan kalktığımız halde, seçimlerde yine sağ partilere oy veriyoruz!
* Tartışma programlarında sürekli sözü kesilen bir konuk kıvamına soktu beni bu yaşam!
* Nobel Barış Ödülü alsam da ne fark eder. Akşam eve dönünce benim hatunla yine kavga ederim ki!...
* Yaşamak kendini dillendirmektir aslında!
* Rüyamda bir dede gördüm. Ama sakallarını kesmiş, imaj yapmıştı kendisine!
* Sora sora Bağdat da bulunmuyor artık. "Lütfen yol sormayınız" diye yazıyor artık camekanlarda!...
İbrahim Ormancı'dan