• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Eyvah... Çocuğumda takıntı var! FİLİZ İÇKE ÖNAL

Eyvah... Çocuğumda takıntı var!

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02 Şubat 2019, 22:19

Ödevlerini kontrol ederken, Deniz'in eğri büğrü yazdığı yazıları sildirip doğrusunu yazdırmam, bendeki hastalıklı 'takıntı'nın bir ifadesi biliyorum...
Yeterince iyi olmadığını düşündüğü bir işi bozup yeniden yapan Filiz, benimle büyüdü maalesef. Maalesef diyorum; yaşayanlar ne denli yıpratıcı bir durum olduğunu bilir... Meğer az kalsın, aynı takıntıyı çocuğuma da aktaracakmışım!
Önceki akşam Gürkan Ertaç ağabeyimizin gönderdiği "çocuklarla takıntı" konulu basın bültenini okuyunca, dehşete düştüm. Deniz'in ısrarla 'düzeltelim' dediğim o yazılar için, "Aman annee, boşver. Olmuş işte" diyor olmasına şükrettim inanır mısınız!
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık'ın Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), yani takıntı hastalığıyla ilgili sözleri özetle şöyle:

Kişide ciddi düzeyde kaygı ve huzursuzluğa yol açan OKB, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre yaşam kalitesini düşüren hastalıklar içinde ilk 10'da yer alır.

OKB, yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da görülebilir. Çocuklarda OKB başlangıç yaşı genellikle 7,5 - 12,5 yaşları arasıdır.

OKB; tekrarlayan takıntılı düşünce ve davranışlarla kendini gösterir. İstem dışı ve tekrarlayıcı şekilde zihnimize gelen düşünceler, hastalığın "takıntı" kısmını oluşturur. Bunların yarattığı kaygı çok güçlüdür.

Tekrarlayan davranışlar ise, bu takıntıların yarattığı kaygıyı azaltmak için ortaya çıkan ya da 'uygulanmak zorunda hissedilen', 'fiziksel' veya 'zihinsel' eylemlerden oluşurlar.

OKB genlerle çocuğa aktarılabildiği gibi, ailenin çocuğa karşı olan davranışları da sebepler arasında gösteriliyor.

Çocuklarda hastalık başladıktan sonra ortalama 2,5 yıl sonra tanı konulur. Dr. Başak Ayık, "Bunun sebebi çocukların kendilerini bir erişkin gibi iyi ifade edememesi olabilir. Bu nedenle aileler çocuklarını iyi gözlemlemelidir" uyarısında bulunuyor. Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, "OKB hastası olan kişiler bazen zihinlerine gelen düşüncelerin saçma olduğunu fark edebilir. Bu farkındalığa 'iç görü' deriz. Çocuklarda genellikle iç görü yoktur" diyerek, şu bilgileri veriyor: "Çocukların takıntıları bazen dışarıdan tik gibi görünebilir (göz kırpma ve nefes alma davranışları gibi). Çoğunlukla birden çok takıntı bir arada görülür. Aşırı mükemmeliyetçiliğe bağlı ödev ya da çalışmaların tekrar tekrar yapılması, mükemmel olmadığı sürece yapılan işten geri dönmek gibi nedenlerden dolayı ders başarıları düşebilir. Yemek reddi, mikrop bulaşacağı ile ilgili korkular, şişmanlama korkusu, tabaktaki yemeğin düzeni ile ilgili takıntılar, temizlik takıntısına bağlı sürekli el yıkama nedeniyle ellerde kızarma ve kuruma görülebilir."

MUTLAKA DESTEK ALIN

"OKB, tedavi edilmediğinde genellikle hastalığın şiddetlenir ve okul başarısında düşme, sosyal ilişkilerde bozulma ve hatta depresyon görülebilir" uyarısında bulunan Dr. Başak Ayık, sözlerini şöyle tamamlıyor: "OKB'nin en önemli özelliği; çocuğun hastalıkla ilgili davranışlara ailesini de dahil etmesidir. Aile bazen çocuğu rahatlatmak için tüm istenen davranışları yerine getirir.
Bazı ailelerde ise çocuğun bu davranışları cezalandırılır. Oysa her iki yaklaşım da çocuğa zarar verir. Aileler mutlaka profesyonel destek almalıdır. Bir çocuk ve ergen psikiyatri uzmanı durumu değerlendirildikten sonra, çocuk psikoloğu ile terapi hastalığın yarattığı sıkıntıları giderme konusunda yardımcı olacaktır."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.