Pek çoğumuzun eve kapandığı bugünlerde sokaktaki canlar da haliyle aç susuz kaldı. Bir kap mama, bir tas su vermek sorun değil. Gördüğüm kadarıyla yapılıyor da. Ama farklı bir sorun, diyelim ki bir sağlık sorunuyla karşılaştığımızda elimiz kolumuz bağlanıyor işte...
Mesela penceremdeki anne kedi...
Gözünün biri kapanmış yanağının şişliğinden. Canı çok yanıyor besbelli.
Öyle çaresiz yaslamış başını cama.
Bir yandan da yeni doğurduğu 4 yavrusunu ısıtmaya çalışıyor.
Evden çalışmalı korona günlerinde en büyük moral kaynağımdı oysa. Dört yavrusunu tam da çalışma masamın önündeki pencerede doğurmuştu.
Nereden çıktı bu şişlik! Ne mamasını yiyor, ne de suyunu içiyor. Oysa sağlıklı olması, yavrularını beslemesi gerek.
Açık veteriner bulmak zor, bulduğunu da getirtmek... Bir tanesini aradım, anlattım durumu. "Yavrularla birlikte bir box'a koyun getirin" diyor.
Ya bu bildiğin sokak kedisi! Suyunu mamasını korkarak bırakıyoruz yanına.
Nasıl yapalım bunu? "Siz gelip alamaz mısınız?" diyorum: "Hayır, maalesef... " Vazgeçmek yok tabii ki, kedi besleyen bir komşum antibakteriyel bir sprey sıkmaya çalıştı yanağına.
Daha başka ne yapılabilir düşünüyoruz hep birlikte.
Gözünün önünde acı çeken bir cana yardım edememek, çaresizliklerin en büyüğü. Yaşamın, sağlığın değerini çok daha iyi anladığımız bugünlerde bu duyguyu iliklerine kadar hissediyor insan.
Allah her birimizin yardımcısı olsun...
20 YAŞ ALTI GENÇLER
60 yaş üstü bireylerle birlikte 20 yaş altı gençler ve çocuklar da evlerden çıkmayacaklar artık. Evde kalınan her dakika, salgınla mücadelede altın değerinde. Keza teması ve bulaşmaları azaltmanın başka bir yolu da yok.
Özellikle çocuklar ve gençler, canı en çok sıkılan grubundan bugünlerde.
Bu can sıkıntısını gidermek için de sosyal medya, oyun ve internet dışında fazlaca bir alternatifleri yok ne yazık ki. Hepimiz için yepyeni bir deneyim anlamına gelen bugünler, dilerim onlar için de daha farklı ve faydalı alternatiflerle tanışabilecekleri bir dönem olur.
Elbette bu süreçte biz anne babalara daha fazla sabırla birlikte yol göstericilik görevi de düşüyor.
ÖDEV MESAİSİ
İlkokul seviyesinde çocuğu olanlar, evlerde sıkı bir ödev mesaisinde bugünlerde. Esasen bol çatışma ve kavgalı geçen bu süreçte çift yönlü bir öğrenme mekanizması giriyor devreye.
Hangi yöntemin, ne kadar sürenin, nasıl bir yaklaşımın çocuk üzerinde daha etkin ve verimli olduğunu kavrıyoruz biz anne ve babalar. Çocuklar da daha iyi ve hızlı yazma, daha iyi okuma, okuduğunu anlama, alternatif çözümler üretme konusunda kendilerini geliştiriyorlar.
Biraz düşe kalka oluyor ama oluyor... Burada ders başarısından da önemli olan, çocuğun alıştığı rutinin bir şekilde devam ettirilmesi. Böylece ruh sağlığına da önemli bir yatırım yapıyoruz aslında.